Canım armut çekti bu akşam. Neden? Dolapta armut var
çünkü...eğittim canımı, öyle olur olmaz şeyler çekmiyor artık, sadece olurlar.
(Yalan)
Bu seri katiller de bi tuhaf, öldürüp duruyorlar
insanları! Halbuki bekleseler kendiliklerinden ölecekler zaten, kaç yıl yaşar
ki yani bi insan en fazla? (Hannibal izliyorum şu sıralar da, kafa biraz
kriminal)
Neden yönelimim hep kafasının içinde lunapark çalıştıran
insanlara doğru? Şöyle kamu spotu gibi konuşan, akıllı uslu insanlara da
yürüsem ya azıcık? Hangi filmdi unuttum, adam kadına "senin yapacağın en
büyük çılgınlık vitamin haplarını almayı unutmak olur!" diye ayar
veriyordu. Kadın bi de karısıydı iyi mi! Lan geri zeka ne evlendin ki onla?!
(Kadın güzeldi)
Blog tarihinin en yazmalı dönemindeyim, hunharca
yazıyorum. Sıkılıncaya kadar böyle.
Bu instagram ahalisine de makyaja bulanmış mimari foto
yahut landscape olsun anca, aksi türlüsüne tahammülleri yok. Whiskas'a alışmış
kedi gibiler.
Ha bu arada blogun izlenme sayıları da son bir kaç aydır
katlanmış. Yazı sayısındaki artıştan bağımsız bu izlenme artışı biliyorum. Tek
bir kişinin marifeti de değil, öyle oldu mu belli oluyor. Ama kimdir bu
girenler? Fikrim yok. (Çok az var)
Sebepli bir keyif hali söz konusu bu akşam. O keyifle
olmaz saçma şeyler yazıp yazmadığıma yarın karar vericem. Nötr kafayla yazıyı fazla
sulu bulursam silerim komple.
Dün "elinde hazır bir tas çorbayla sipariş almaya
geliyor" dediğim garson bu akşam öyle bomboş geldi...gücendim ama belli
etmedim. Çorba? İstedim tabi gene.
1 kilo almışım! Acilen ölüm orucuna başlıyorum tekrar!
Ekmek yokk, hem de hiç yok!
Böyle sanki Paris üzerinden kulaklarım çınlatılmış gibi
ama...emin olamıyo insan. Radikal sol beyin olduğum için sezgi yeteneği de
kısıt malum. Ama sondaki duaya iştirakim full, net. Amin yani.
Altta kalan adalet istiyor, üste çıkan "hukuk"
diyor. Dünün zalimi bu gün mazlum olmaktan muzdarip, müşteki. "Benim
faşizmim iyidir" cümlesi kampların ortak noktası. Çok sıtkım sıyrıldı şu
ülkeden, empati ve samimiyet kara borsa...iyi bari, memleket meselelerine dair
lafımızı da ettik.
Bu Suzi bildiğin manyak. Bilmiş de seçmişim sanki.
Niye "bayım" diye hitap var da
"bayanım" diye yok? Aklı karışıyo insanın.
Cumartesi günü bir ışık vardı ki...başım döndü yol boyu
güzelliğinden, öyle böyle değil...ama makine yanımda yoktu. Harcamamak lazım
bunları, uyanık olmak lazım, fevt etme dem-i şebabı Hüseyin!
Not: O neden öyle edilmiş anlamadım bak şimdi!..Allah Allah!
Not: O neden öyle edilmiş anlamadım bak şimdi!..Allah Allah!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder