27 Ekim 2015 Salı

NOSTALJİ, APARTMAN, YAVŞAKLIK, BÜTÜNLÜK FALAN

Uçurtmayı Vurmasınlar filminde hapisteki yaşlı kadın bir yandan yerleri süpürürken bir yandan da cevap verir: şimdiki aşklar laylondan.

Eskiden aşklar ahşap mıymış ki? İbnelik, puştluk hiç mi yokmuş o zamanlar, sokaklarda Mecnun’lar mı dolaşıyormuş?

Negatif bir duygudur özünde nostalji. Gücünü insanın gençliğini hatta çocukluğunu özlemesinden alır. Kötü bir eski anıyı bile gülümseyerek yad eder insan, gençtir çünkü o zamanlar yahut çocuk.

Ve şikayetlenmeye imkan tanıyan bir duygudur, içini öylece orta yere boşaltmak için pek güzel bir vesiledir…ki şikayetlenmek de pek pozitif bir duygu değildir.

Tersi de var. Bir şiirde duraktaki çocuk “güzel anılar gibi hüzünlü, hüzünlü şarkılar gibi güzel” diye tarif edilir. Tersi de aynı aslında, “artık olmayan zamanlar”ın verdiği hüzün gençliği özlemek değildir de nedir?

Yalnız karıştırılmasın.
“Hani ol gül, gülerek geldiği demler şimdi,
Ağlarım hatırıma geldikçe gülüştüklerimiz.”
Diyen adam yanıyor, net! Gençlikle, nostaljiyle ilgisiz bir yangındır bu. Yas var burada, kayıp var.
Not: Bu beyitteki “ağlamak” ve “gülmek”in aynı beyit içinde kullanılış şekli tezat sanatının en muhteşem örneklerindendir bu arada. Demeden geçemedim.

Bütün bunlar böyleyken “o iyi insanlar güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık.” diyen Yaşar Kemal’in sözlerinde hak payı yok değil. Özellikle 20. yüzyıl içinde ve hatta özellikle 1945’ten sonraki savaşsız yıllarda gelişen teknolojinin insanların tek başına hayatta kalabilmesine daha fazla imkan tanımasıyla birlikte komün halinde (mahalle-köy) yaşamaya alışmış insanların tek kişilik cumhuriyetlerinin kralları olmasına sebep olmasıyla ilgili bu. Sanayi Devrimi’nin sosyal izdüşümü. Komün halindeki yaşamların töre, adab-ı muaşeret, el alem, dosta düşmana karşı, ayıp gibi gizli yöneticileri vardır. Tek başına ayakta durabildiği için tek başına ayakta duran (burası çok mühim, insanların tek başlarına ayakta öylece dikilmelerinin sebebi tek başlarına dikilebiliyor olmaları…imkan sebebe dönüşmüş nedense!) insanlar yazılı olmayan toplumsal kurallardan daha bir azadedir komün halinde yaşayanlara göre…ve tabulardan, törelerden kurtuldukça giderek bencilleşirler, giderek yalnızlaşırlar…giderek de ilkesizleşirler. Yani Yaşar Kemal’i haklı yapan şey teknolojinin insanları ilkesizleştirmek şeklindeki yan etkisidir. Bu sebepten o eski adamlar gerçekten de yok artık.

Eee, bu kafayla tepedeki yaşlı mahkum kadın da haklı çıkmaz mı? Eskiden öyle değillerdi ama “şimdi aşklar laylondan?” Doğrudur. İlkesizleşme, her yolu mübah görme, bencilleşme arttıkça aşkların kalitesinin düşmesi kaçınılmaz. Fedakarlık ve feragat de kara borsaya düşer.

Bu ilkesizleşme yabancılaşmayı da beraberinde getiriyor. İnsan kendine odaklandıkça empati yeteneği azalıyor,  insanlara yabancılaşıyor…kendine yabancılaşıyor. Hah işte, bu kendine yabancılaşma kısmı mevzunun pırtladığı noktadır. Yabancılaşması doğasına muhalif yaşadığının ifadesidir, doğası nedir ki?

Aslanlar sürüler halinde, çitalar yalnız yaşar. Doğaları öyle, belgeseller öyle diyor. Peki “insan hayvanı” ne şekilde yaşar? Belgeseli çekilseydi fondaki ses ne derdi insan için? “Yalnız yaşar” demezdi, kesin. Peki “milyonlarcası bir arada yaşar?” der miydi?
Şahsi fikrim “20-25 kişilik gruplar halinde yaşar” cümlesinden yanadır. İnsanın özü, orijini budur, 20-25 kişilik topluluklar halinde yaşar ve başka 20-25 kişilik gruplarla da temas halindedir fakat her 20-25 kişilik grubun kendine has özellikleri-kuralları olur.
Oba deniyor buna. 20-25 kişilik grup yani, bunun adı obadır. “İnsan hayvanı 20-25 kişilik obalar halinde yaşar. Her obanın bir lideri olur vs.” Fondaki ses böyle derdi. Tarihin kökünde obalar var. Sonradan zaman (uygarlık) ilerleyip hayat kolaylaştıkça obalar birleşip klanlara, boylara falan dönüşmüş ama çekirdek grup özünde hep obadır. Anne-baba-çocuklar şeklindeki çekirdek aile değildir yani temel sosyal birim, pek çok anne-baba-çocuktan oluşan obalardır.
Oba dediğimiz birbirlerinden haberi olan, beraber tarhana yapıp birbirlerinin doğumlarına koşan mahallelilerdir aslında…şehirde böyle bu. Kırsalda ise köydür oba. Ama apartman asla oba değildir! Apartman bireyciliktir, bencilliktir, yalnızlıktır.

Yani;
Köylerde, mahallelelerde katı ve yararlı kurallarla birbirlerine bağlı olarak yaşayan insanlar hayat kolaylaşıp apartmanlara taşındıkça yalnızlaştılar ve yavşaklaştılar. O eski adamlar, adamlıklar bu sebepten bu gün yok. O eski şiirlerin artık olmayışının sebebi de bu…ve aşkların.
Hal böyle olunca teorisinde negatif bir duygu olan, haklı sebeplere dayanmayan nostalji duygusu…bir duygusal yanılsama olan nostalji duygusu… artık haklı sebeplere dayanıyor. Maalesef.

Reaksiyonun sonunu söylemedim henüz.

Toparlarsak; savaşsız yıllarda teknolojinin insan hayatını kolaylaştırıcı etkiler yapması insanları tek kişilik bencil hayatlarında birey olarak yaşamaya sevk ediyor, bu bireyler tabulara törelere uymak zorunda kalmıyor,  tabular-töreler hayattan çekildikçe empati azalıyor, empati azaldıkça yabancılaşma artıyor…yabancılaşma arttıkça da insanın bütünlüğü hasar alıyor. Bütünlük. En önemli konu bu. Eskisi kadar bütün değiliz. Nehir kenarında beraber türkü söyleye söyleye çamaşır yıkayan kadınlar kadar bütün değil bilmem kaç numaralı dairede oturan çamaşır makinesi sahibi apartman kadını.


Not: Teknolojinin bu şekilde bir sosyal evrime sebep olması tesadüf değil. “Tüketimi kullanarak insanları toplu olarak yönetilebilir halde tutma” şeklinde bir niyet yönetiyor her şeyi. Big Brother? Ya da Mega Machine? Evet. Bu mevzu yazının sonuna eklenecek kadar kısa olmadığı için bahsetmedim hiç ama asıl ondan bahsetmek gerek. Ederim belki sonra.

12 Ekim 2015 Pazartesi

SUZİ

Geçen gün yüklediğim Suzi videosu görüntü kalitesi çok kötü olduğu için “bu ne be bişi gözükmüyo” tepkilerine sebep oldu. Sildim ben de. İstek üzerine ne olduğu belli olan bir video yüklüyorum.

9 Ekim 2015 Cuma

MENEMEN

Dertliyiiimruhumahicranımısardımdayinee…
İçimde çalıyor.
Segah şarkı, Sadettin Kaynak. İyi.
İnleriiiimşimdiuzaklardasolangüülgibiyiim.
Aynı yazdığım gibi çalıyor, birbirine bitişik.
Gecenin rengini kattım içimin matemine.
Gece değil ki, tam öğlen şu an ama dışarısı görünmüyor. Gecenin rengi olmaz hem, bildiğin siyahtır. “Reng” hile demek ama, “gecenin rengi” derken kastı oysa gece hile yapıp kendini renkli gibi gösteriyordur belki de? Yok yok, gece karanlıktır, hilesiz leyli bir karanlık.
Leyli demişken….Leyla’nın şarkısı bu da zaten, herkesin bildiği Leyla’nın şarkısı.
Leyl, gece demek. Leyla da siyah saçlı bütün hatunların genel adı, gecenin siyahı kadının saçına düşünce adı otomatik Leyla oluyor işte gayet basit. Leyli de işte aynı kökten. Leyli meccani mesela parasız yatılı demek. Beleşe yatılı okul yani, oluyor böyle, ama beleşe Leyla olmaz, o kadar da aynı kökten değiller.
Sensiz karanlıktır her günüm Leyla.
Paradoks var burada, ironi gibi bişi işte, yapmış adam.
“Pür hayal-i ruh-i maşuka iken dide-i kays, neye kim kılsa nazar suret-i leyli görünür.” var bi de….amaan, hayırlısı hayırlısı.
Küfr-i zülfün salalı rahneler imanımıza, kafir ağlar bizim ahval-i perişanımıza. Bu da karanlığa başka yerden bi yaklaşma. Küfür, örtmek demek. Gerçeği örtmek hesabıyla imansızlık olarak biliniyor da o örtmek’ten dolayı karanlık anlamı da çıkıyor. Küfr-i zülüf dediği de siyah saç, bildiğin siyah saç yani. Ne saçmış ne siyahmış arkadaş, anlat anlat bitmedi, nereden gitsen Leyla’ya çıkıyorsun, ne taraftan gelsen karanlık.
Ha bi de nikab var. Severim bu kelimeyi. Mah yüzüne bir nikab çek ben yandım el yanmasın. Türkü işte bu da.
Habgah-ı yare girdim arz için ahvalimi, bir perişan halini gördüm unuttum halimi. Bu da şarkı. Ama çokkk güzel bir şarkı, öyle böyle değil. Perişan dediği de yarin saçlarının dağınıklığı. Kızın yatak odasına girmiş pezevenk güya halini anlatmaya, kızın saçlarının dağınıklığını görünce de dağılmış.
Bahtımın yıldızı sanmıştım seni.
Bahtının yıldızıdır o zaten de adı Leyla olduğu için karanlıktır o yıldız. Sönmüş yıldız işte bildiğin bu da, astronomide yeri var.
Ne çok çelişki varmış arkadaş bu şarkıda da!
Bahtımın değil de babamın yıldızı olsaydı iyiydi aslında. Babamın yıldıııızı olsaa binse dee gelseee…Cıvıma!
Amaaan nebliim ben, beynim böyle saçma sapan çağrışımlara dalınca şarkı da içimde çalmayı durdurdu zaten. Bir de salınmaktan azıcık vazgeçse şu içimde sallanıp duran sarkaç! Basit harmonik hareket ama basit değil.
Oturup şunları saçmalayacağına Cuma’ya gidip iki Allah diyeydin ya şerefsiz! (Özeleştiri)

- Beklediğiniz biri var mı? Bekleyelim mi?
- Yok, servis açın siz. Menemen var mı?

7 Ekim 2015 Çarşamba

ÇAY

-          Hayırdır birader, yüzünden düşen bin parça?
-          Sorma be Ahmet Abi, üzüntümü kaybettim.
-          ???
-          Bakma öyle, üzgün olmadığım için üzgünüm işte.
-          Manyak mısın?
-          Yok yaa, anlaşılması zor bir şey değil aslında, karışık bile değil.
-          E anlat bakiim biraz.
-          Bana yabancı bi duygu değil aslında bu. Birileri olurdu, üzgün olurlardı ben kaynaklı sebeplerden. Yanlarındayken, konuşurken, yazışırken ben de çok üzgün görünürdüm, acılarından hissem varmış gibi. Ama içim oralı bile değildi. Görüş mesafelerinden çıktığım anda da unuturdum mevzuyu. İçten içe bir suçluluk duyardım üzgün olmadığım için, sadece  buna üzülürdüm. “İcimizde kalp bir sey tasiyoruz, cunku sermayemiz kadar temiz kalabiliyoruz. Tertemiz vicdanlari kim istemez?” gibi.
-          Bu son söylediğin neydi?
-          Sultan Makamı’ndan bir replik. Oradaki “kalp”tan kasıt “yürek” değil yalnız, “sahte” anlamında. Şapkasız a.
-          Bırak şimdi repliği, yani şu an biri senin yüzünden üzgün ama umursamadığın için vicdan azabı duyuyorsun, öyle mi?
-          Değil, alakası yok. Kimse üzgün falan değil. Bu seferki değişik.
-          Nasıl?
-          Bu sefer ben üzgündüm. Öyleymiş gibi falan değil, tertemiz  üzgündüm. Bir fikr-i sabit edinmiştim, ne bileyim bir sohbete sürekli bir iştirak söz konusu olamıyordu mesela, kopuyordum. Dudak dudağa yaşıyordum üzüntümle. Hava gibiydi, hep benimleydi.
-          Eee?
-          Eee’si, 10 gündür  böyle değilim. Kopmadan uzun süre konuşabiliyorum, kahkaha bile attım. Önceleri geçici sandım, ama 10 gündür tık yok, üzüntüm beni terk etmiş.
-          İyi ya oğlum, bütün hayatını üzülerek geçirecek değilsin ya, bitmiş işte, sevinsene.
-          Öyle değil.  Parçam gibiydi o üzüntü. Onun sayesinde insan olduğumu hissediyordum. Asıl mühim şeyler yazılamaz biliyor musun? Ben o mühim şeylerin tam içindeydim. "O şiirin etrafındaydım." Tastamam bir insan olma halindeydim. Artık değilim, yavşak gibi hissediyorum kendimi.
-          Senin yavşak olmadığını şu kahvede kimse sorsan söyler, saçma sapan konuşma.
-          “Öyleyim” demedim ki, öyle hissediyorum sadece.
-          Üzgün olmayan, insan olamaz mı yani?
-          Hayır, üzülemeyen insan olamaz.
-          Bak oğlum, buna “bir derdim var bin dermana değişmem.” derler. Derviş kafasıdır bu. Sen derviş misin?
-          Değilim ama derviş de insan ki. Onda olan şeylerden payım var.
-          İyi de o derdini vasıta yapmış binip bir yerlere gitme telaşında, sende var mı o telaş?
-          Yok ama dervişi rahatsız eden şeyler beni de ediyor işte, buna engel olamıyorum.
-           O zaman bu senin üzüntüler bi boka yarar şeyler değil yani, öyle boş boş üzülüyorsun anca.
-          Eh, bunda haklısın biraz.
-          Yalnız sana bir şey söyleyeyim, 10 gün uzun bir süre değil, anlarım ben bu işlerden, değirmende ağarmadı bu saçlar, terk etti sandıkların birkaç gün sonra geri gelebilir. Beynin mola vermiştir belki. O zaman da üzgün olduğun için üzülürsün artık.
-          Aptal mıyım ben yani?
-          Değilsin. Fazla kibirlisin sadece.
-          Kibir?
-          Evet kibir bu. Sen hep sen kalırken güzel şeyler olmasını istiyorsun, Güzel şeyler olurken hep kendin  olmak istiyorsun. Her şeyin gerçek olmasını istiyorsun, yapay tatminlere, rol yapmaya, sahteliğe tahammülsüzsün
-          Buna hakkım yok mu?
-          Yok. Üç kuruş için herkesin birbirini pandiklediği yerde bu düzey bir kendi olma isteği nedir lan? Güçlü görünmekle yetinmelisin sen de herkes gibi, gerçekten güçlü olmayı istemekten daha büyük kibir mi olur?
-          O zaman?
-          O zaman çay içelim.

5 Ekim 2015 Pazartesi

SEVDİĞİM FİLMLER

Benden film tavsiyesi  isteyenleri artık doğrudan buraya yönlendireceğim. Hatırlamaya çalışmak yok, hatırlayamamak yok, kafayı zorlamak yok. Buyrun 3 katman halinde tavsiye filmler, linkli minkli:
(Bunların bazıları için tek tek yazı da yazasım var da....üşeniyorum! Bi de filmi tekrar izlemem lazım, ciddiyet bunu gerektirir.)

A PERFECT WORLD - CLINT EASTWOOD - 1993 - http://www.imdb.com/title/tt0107808/?ref_=fn_al_tt_1
AMORES PERROS - ALEJANDRO GONZALEZ INARRITU - 2000 - http://www.imdb.com/title/tt0245712/?ref_=fn_al_tt_1
ASHES AND SNOW - GREGORY COLBERT - 2005 - http://www.imdb.com/title/tt0493393/
BEFORE THE RAIN - MILCHO MANCHEVSKI - 1994 - http://www.imdb.com/title/tt0110882/?ref_=fn_al_tt_1
BEŞ VAKİT - REHA ERDEM - 2006 - http://www.imdb.com/title/tt0855729/?ref_=fn_al_tt_1
BREAKING THE WAVES - LARS VON TRIER - 1996 - http://www.imdb.com/title/tt0115751/?ref_=fn_al_tt_1
CLOSER - MIKE NICHOLS - 2004 - http://www.imdb.com/title/tt0376541/?ref_=fn_al_tt_1
DOGVILLE - LARS VON TRIER - 2003 - http://www.imdb.com/title/tt0276919/?ref_=fn_al_tt_1
DON'T WORRY I'M FINE - PHILIPPE LIORET - 2006 - http://www.imdb.com/title/tt0485241/?ref_=fn_al_tt_1
EYES WIDE SHUT - STANLEY KUBRICK - 1999 - http://www.imdb.com/title/tt0120663/?ref_=fn_al_tt_1
GIRL, INTERRUPTED - JAMES MANGOLD - 1999 - http://www.imdb.com/title/tt0172493/?ref_=fn_al_tt_1
IN BRUGES - MARTIN MCDONAGH - 2008 - http://www.imdb.com/title/tt0780536/
KARPUZ KABUĞUNDAN GEMİLER YAPMAK - AHMET ULUÇAY - 2004 - http://www.imdb.com/title/tt0325675/?ref_=fn_al_tt_1
MASUMİYET - ZEKİ DEMİRKUBUZ - 1997 - http://www.imdb.com/title/tt0128332/?ref_=fn_al_tt_1
RACHEL GETTING MARRIED - JONATHAN DEMME - 2008 - http://www.imdb.com/title/tt1084950/?ref_=fn_al_tt_1
REQUIEM FOR A DREAM - DARREN ARONOFSKY - 2000 - http://www.imdb.com/title/tt0180093/?ref_=fn_al_tt_1
SHINE - SCOTT HICKS - 1996 - http://www.imdb.com/title/tt0117631/?ref_=fn_al_tt_1
SOPHIE'S CHOICE - ALAN J. PAKULA - 1982 - http://www.imdb.com/title/tt0084707/?ref_=fn_al_tt_1
THE ASSASSINATION OF JESSE JAMES BY THE COWARD ROBERT FORD - ANDREW DOMINIK - 2007 - http://www.imdb.com/title/tt0443680/?ref_=fn_al_tt_1


A CLOCKWORK ORANGE - STANLEY KUBRICK - 1971 - http://www.imdb.com/title/tt0066921/?ref_=fn_al_tt_1
A SEPARATION - ASHGAR FARHADI - 2011 - http://www.imdb.com/title/tt1832382/?ref_=fn_al_tt_1
AE FOND KISS - KEN LOACH - 2004 - http://www.imdb.com/title/tt0380366/?ref_=fn_al_tt_1
BABAM VE OĞLUM - ÇAĞAN IRMAK - 2005 - http://www.imdb.com/title/tt0476735/?ref_=fn_al_tt_1
BEYNELMİLEL - SIRRI SÜRAYYA ÖNDER - 2006 - http://www.imdb.com/title/tt0893507/?ref_=fn_al_tt_1
BIUTIFUL - ALEJANDRO GONZALEZ INARRITU - 2010 - http://www.imdb.com/title/tt1164999/?ref_=fn_al_tt_1
BLUE VALENTINE - DEREK CIANFRANCE - 2010 - http://www.imdb.com/title/tt1120985/?ref_=fn_al_tt_1
CELDA 211 - DANIEL MONZON - 2009 -
CRASH - PAUL HAGGIS - 2004 - http://www.imdb.com/title/tt0375679/?ref_=fn_al_tt_1
DAS LEBEN DER ANDEREN - FLORIAN HENCKEL VON DONNERSMARCK - 2006 - http://www.imdb.com/title/tt0405094/?ref_=fn_al_tt_1
FALLING IN LOVE - ULU GROSBARD - 1984 - http://www.imdb.com/title/tt0087233/?ref_=fn_al_tt_1
FAR AND AWAY - RON HOWARD - 1992 - http://www.imdb.com/title/tt0104231/?ref_=fn_al_tt_1
GEMİDE - SERDAR AKAR - 1998 - http://www.imdb.com/title/tt0200654/?ref_=fn_al_tt_1
I DANIEL BLAKE - KEN LOACH - 2016 - http://www.imdb.com/title/tt5168192/?ref_=fn_al_tt_1
KALIFORNIA - DOMINIC SENA - 1993 - http://www.imdb.com/title/tt0107302/?ref_=fn_al_tt_1
KARANLIKTAKİLER - ÇAĞAN IRMAK - 2009 - http://www.imdb.com/title/tt1492923/?ref_=fn_al_tt_1
KRAMER VS KRAMER - ROBERT BENTON - 1979 - http://www.imdb.com/title/tt0079417/?ref_=fn_al_tt_1
LA SPETTATRICE - PAOLU FRANCHI - 2004 - http://www.imdb.com/title/tt0420215/
ONCE UPON A TIME IN AMERICA - SERGIO LEONE - 1984 - http://www.imdb.com/title/tt0087843/?ref_=fn_al_tt_1
ONE FLEW OWER THE CUCKOO'S NEST - MILOS FORMAN - 1975 - http://www.imdb.com/title/tt0073486/?ref_=fn_al_tt_1
OUT OF AFRICA - SYDNEY POLLACK - 1985 - http://www.imdb.com/title/tt0089755/?ref_=fn_al_tt_1
PHILADELPHIA - JONATHAN DEMME - 1993 - http://www.imdb.com/title/tt0107818/?ref_=fn_al_tt_2
RELATOS SALVAJES - DAMIAN SZIFRON - 2014 - https://www.imdb.com/title/tt3011894/?ref_=fn_al_tt_1
SEVEN - DAVID FINCHER - 1995 - http://www.imdb.com/title/tt0114369/?ref_=fn_al_tt_1
THE SEA INSIDE - ALEJANDRO AMENABAR - 2004 - http://www.imdb.com/title/tt0369702/
THE WEAPING MEADOW - THEODOROS ANGELOPOULOS - 2004 - http://www.imdb.com/title/tt0366721/?ref_=fn_al_tt_1
THE WHITE RIBBON - MICHAEL HANEKE - 2009 - http://www.imdb.com/title/tt1149362/?ref_=fn_al_tt_1
VİZONTELE - YILMAZ ERDOĞAN - 2001 - http://www.imdb.com/title/tt0270053/?ref_=fn_al_tt_1
YOL - ŞERİF GÖREN - 1982 - http://www.imdb.com/title/tt0084934/?ref_=fn_al_tt_2


[REC] - JAUME BALAGUERO - 2007 - http://www.imdb.com/title/tt1038988/?ref_=fn_al_tt_1
12 ANGRY MAN - SIDNEY LUMET - 1957 - http://www.imdb.com/title/tt0050083/
127 HOURS - DANNY BOYLE - 2010 - http://www.imdb.com/title/tt1542344/?ref_=fn_al_tt_1
A BRONX TALE - ROBERT DE NIRO - 1993 - http://www.imdb.com/title/tt0106489/?ref_=fn_al_tt_1
AMERICAN HISTORY X - TONY KAYE - 1998 - http://www.imdb.com/title/tt0120586/?ref_=fn_al_tt_1
AND JUSTICE FOR ALL - NORMAN JEWISON - 1979 - http://www.imdb.com/title/tt0078718/?ref_=fn_al_tt_1
ANTICHRIST - LARS VON TRIER - 2009 - http://www.imdb.com/title/tt0870984/?ref_=fn_al_tt_1
BABEL - ALEJANDRO GONZALEZ INARRITU - 2006 - http://www.imdb.com/title/tt0449467/?ref_=fn_al_tt_1
BOMBON - CARLOS SORIN - 2004 - http://www.imdb.com/title/tt0420548/?ref_=fn_al_tt_1
BRAVEHEART - MEL GIBSON - 1995 - http://www.imdb.com/title/tt0112573/?ref_=fn_al_tt_1
CARANDIRU - HECTOR BABENCO - 2003 - http://www.imdb.com/title/tt0293007/?ref_=fn_al_tt_1
CHILDREN OF A LESSER GOD - RANDA HAINES - 1986 - http://www.imdb.com/title/tt0090830/?ref_=fn_al_tt_1
CIDER HOUSE RULES - LASSE HALLSTROM - 1999 - http://www.imdb.com/title/tt0124315/?ref_=fn_al_tt_2
CITY OF GOD - FERNANDO MEIRELLES - 2002 - http://www.imdb.com/title/tt0317248/?ref_=fn_al_tt_1
DANCER IN THE DARK - LARS VON TRIER - 2000 - http://www.imdb.com/title/tt0168629/?ref_=fn_al_tt_1
DERSU UZALA - AKIRA KUROSAWA - 1975 - http://www.imdb.com/title/tt0071411/?ref_=fn_al_tt_1
DEVIL'S ADVOCATE - TAYLOR HACKFORD - 1997 - http://www.imdb.com/title/tt0118971/?ref_=fn_al_tt_1
DOLLS - TAKESHI KITANO - 2002 - http://www.imdb.com/title/tt0330229/?ref_=fn_al_tt_2
DONDURMAM GAYMAK - YÜKEL AKSU - 2006 - http://www.imdb.com/title/tt0816150/?ref_=fn_al_tt_1
DOUBT - JOHN PATRICK SHANLEY - 2008 - http://www.imdb.com/title/tt0918927/?ref_=fn_al_tt_1
DOWNFALL - OLIVER HIRSCHBIEGEL - 2004 - http://www.imdb.com/title/tt0363163/?ref_=fn_al_tt_1
ELEGY - ISABEL COIXET - 2008 - http://www.imdb.com/title/tt0974554/?ref_=fn_al_tt_1
EUROPE - LARS VON TRIER - 1991 - http://www.imdb.com/title/tt0101829/?ref_=fn_al_tt_4
FARGO - COEN BROTHERS - 1996 - http://www.imdb.com/title/tt0116282/?ref_=fn_al_tt_2
FIGHT CLUB - DAVID FINCHER - 1999 - http://www.imdb.com/title/tt0137523/?ref_=fn_al_tt_1
FIVE EASY PIECES - BOB RAFELSON - 1970 - http://www.imdb.com/title/tt0065724/?ref_=fn_al_tt_1
FROZEN LAND - AKU LOUHIMIES - 2005 - http://www.imdb.com/title/tt0388318/?ref_=fn_al_tt_1
FUNNY GAMES (2007) - MICHAEL HANEKE - 2007 - http://www.imdb.com/title/tt0808279/?ref_=fn_al_tt_1
HAYAT VAR - REHA ERDEM - 2008 - http://www.imdb.com/title/tt1370212/?ref_=fn_al_tt_1
HERO - ZHANG YIMOU - 2002 - http://www.imdb.com/title/tt0299977/?ref_=fn_al_tt_2
HISTORIAS MINIMAS - CARLOS SORIN - 2002 - http://www.imdb.com/title/tt0291988/?ref_=fn_al_tt_1
IKIRU - AKIRA KUROSAWA - 1952 - http://www.imdb.com/title/tt0044741/?ref_=fn_al_tt_1
KELEBEĞİN RÜYASI - YILMAZ ERDOĞAN - 2013 - http://www.imdb.com/title/tt2608224/?ref_=fn_al_tt_1
KNALLHART - DETLEV BUCK - 2006 - http://www.imdb.com/title/tt0475317/?ref_=fn_al_tt_1
LA STANZA DEL FIGLIO - NANNI MORETTI - 2001 - http://www.imdb.com/title/tt0208990/?ref_=fn_al_tt_1
MARY AND MAX - ADAM ELLIOT - 2009 - http://www.imdb.com/title/tt0978762/?ref_=fn_al_tt_1
MOMMO KIZ KARDEŞİM - ATALAY TAŞDİKEN - 2009 - http://www.imdb.com/title/tt1342402/?ref_=fn_al_tt_1
MONSTER - PATTY JENKINS - 2003 - http://www.imdb.com/title/tt0340855/?ref_=fn_al_tt_1
MOTHER AND CHILD - RODRIGO GARCIA - 2009 - http://www.imdb.com/title/tt1121977/?ref_=fn_al_tt_1
MY LEFT FOOT - JIM SHERIDAN - 1989 - http://www.imdb.com/title/tt0097937/?ref_=fn_al_tt_1
OF MICE AND MEN - GARY SINISE - 1992 - http://www.imdb.com/title/tt0105046/?ref_=fn_al_tt_1
OLD BOY - PARK CHANWOOK - 2003 - http://www.imdb.com/title/tt0364569/?ref_=fn_al_tt_1
PLEASANTVILLE - GARY ROSS - 1998 - http://www.imdb.com/title/tt0120789/
POWDER BLUE - TIMOTHY LINH BUI - 2009 - http://www.imdb.com/title/tt1032819/?ref_=fn_al_tt_1
PRIZZI'S HONOR - JOHN HUSTON - 1985 - http://www.imdb.com/title/tt0089841/?ref_=fn_al_tt_1
PROMISED LAND - MICHAEL HOFFMAN -  -
PULP FICTION - QUENTIN TARANTINO - 1994 - http://www.imdb.com/title/tt0110912/?ref_=fn_al_tt_1
ROMEO AND JULIET - FRANCO ZEFFIRELLI - 1968 - http://www.imdb.com/title/tt0063518/?ref_=nm_flmg_dr_19
SAW - JAMES WAIN - 2004 - http://www.imdb.com/title/tt0387564/?ref_=fn_al_tt_1
SEVEN SAMURAI - AKIRA KUROSAWA - 1954 - http://www.imdb.com/title/tt0047478/?ref_=fn_al_tt_1
STEPMOM - CHRIS COLOMBUS - 1998 - http://www.imdb.com/title/tt0120686/?ref_=fn_al_tt_1
STRAW DOGS - SAM PECKINPACH - 1971 - http://www.imdb.com/title/tt0067800/?ref_=fn_al_tt_2
TABUTTA RÖVAŞATA - DERVİŞ ZAİM - 1996 - http://www.imdb.com/title/tt0127311/?ref_=fn_al_tt_1
TAKVA - ÖZER KIZILTAN - 2006 - http://www.imdb.com/title/tt0499262/?ref_=fn_al_tt_1
TAXI DRIVER - MARTIN SCORSESE - 1976 - http://www.imdb.com/title/tt0075314/?ref_=fn_al_tt_1
TERMS OF ENDEARMENT - JAMES L. BROOKS - 1993 - http://www.imdb.com/title/tt0086425/?ref_=fn_al_tt_1
THE BURNING PLAIN - GUILLERMO ARRIAGA - 2008 - http://www.imdb.com/title/tt1068641/?ref_=fn_al_tt_1
THE COLOR PURPLE - STEVEN SPIELBERG - 1985 - http://www.imdb.com/title/tt0088939/?ref_=fn_al_tt_1
THE DIVING BELL AND THE BUTTERFLY - JULIAN SCHNABEL - 2007 - http://www.imdb.com/title/tt0401383/?ref_=fn_al_tt_1
THE GRAPES OF WRATH - JOHN FORD - 1940 - http://www.imdb.com/title/tt0032551/?ref_=fn_al_tt_4
THE HOUSE OF THE SPIRITS - BILLE AUGUST - 1993 - http://www.imdb.com/title/tt0107151/?ref_=fn_al_tt_1
THE SHAWSHANK REDEMPTION - FRANK DARABONT - 1994 - http://www.imdb.com/title/tt0111161/?ref_=fn_al_tt_2
THE SILENCE OF THE LAMBS - JONATHAN DEMME - 1991 - http://www.imdb.com/title/tt0102926/?ref_=fn_al_tt_1
TIME OF THE GYPSIES - EMIR KUSTURICA - 1988 - http://www.imdb.com/title/tt0097223/?ref_=fn_al_tt_1
UZAK - NURİ BİLGE CEYLAN - 2002 - http://www.imdb.com/title/tt0346094/?ref_=fn_al_tt_1
WALK THE LINE - JAMES MANGOLD - 2005 - http://www.imdb.com/title/tt0358273/?ref_=fn_al_tt_1

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...