19 Mart 2014 Çarşamba

SÜRÜKL

Kalmak istediği halde kalamazken gitmek istediği halde gidemeyenler artık bütün kalamaz.

Yaşamlar, yaşanmışlıklar var… hikayeler, hikayeler, anılar, ucu bir yerlere uzanan,uzanmayan... Yaşananlara dair işte hepsi. 
Ölünenler var bir de. Onlar anlatılmaz. Ölmüştüm mesela bi keresinde ve öpülmüştüm çok yoğun. 6-7 senesi var, önce sabaha karşıydı sonra sabah, kapı çalmıştı, uykumdan uyanıp açmıştım, bıçaklanmıştım galiba. Bir şeyler bir şeylere karışmıştı. Şaşırmamıştım. Öldüm işte sonra, nesini anlatayım, sabahtı, sonra gece, sonra gene gece. Eksik parçalarını arayan ölüler eksik parçalarını bulamaz gece karanlığında. Zombi hikayesi gibi evet ama rating yapmaz. Ne kimsenin anlatmaya takati olur ne kimsenin izlemeye tenezzülü. Hikaye anlatmayı sevmez ölüler.

Didaktik not: Paradoks falan yok. Dramatize edilmesi lüzumsuz mekanik bir ölümdür yaşanan. O meşum vakit erişince hayat senden parçalarından birini ister. Hangi parçandan vazgeçersen vazgeç sonuç değişmez. Giden parçaya ağıt yakar kalan parçaya düşman olursun. Kalan parçaya "sen" derler, sen artık sadece bazen "sen" olursun.

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...