12 Mart 2019 Salı

MUHAFAZOŞ


“ ’Dindar’ seküler bir kelimedir” mealinde bişi okudum bi yerde. Çok katılıyorum, kesinlikle öyledir!

Farklı bir şeymiş gibi sunulan pek çok şey aslında bir var olma şeklinden fazlası değil. Yüksek zavallılık ihtiva eden zannetmeler söz konusu.

Muhafazakar (ya da tutucu): Mevcut toplumsal düzeni, düşünceleri ve kurumları değiştirmeden olduğu gibi korumak isteyen. (Tdk)
Rabıtalı: Bağlı. (Rabıta, bağ demek)
Statükocu: Süregelen durumu korumaya meyilli olan. (Tdk)
Töreli: Töreye bağlı.

“Töreli” yöresel bir kelime, rahmetli annem çok kullanırdı ama “töreye bağlı” manasında değil, “güzel, düzgün” manasında…
“Rabıtalı”yı da köylü “töreli”nin şehirli hali gibi düşünmek mümkün, tıpkı “töreli” gibi “rabıtalı” da “töreye bağlı” manasına geliyor ama “güzel, düzgün” manasında kullanılıyor.
Mesela… evden pek dışarı çıkmayan, ev işlerinden iyi anlayan, gerdeğe kadar kesinlikle bakire kalan kız için köylü abla “töreli kız” derken şehirli abla “rabıtalı kız” diyor, şehir-köy farkı kelimeden ibaret. (“Töreli” hala kullanılıyor ama “rabıtalı” diyen şehirli kalmadı, öldü hepsi)

Yani… toplumsal hafıza değerlere bağlılığı öyle yüceltir ki “bağlı olma”yı doğrudan “düzgün olma” olarak algılar, ikisini aynı kelimelerle ifade eder, her türden marjinallikse düzgünlüğün bozulmasıdır.

Mutaassıp (ya da bağnaz) : Bir düşünceye, inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen, fanatik. (Tdk)

Muhafazakar deyince akla hemen dindar kişiler gelir ancak eksik-yanlış bir algıdır bu. Muhafazakarlığın çeşidi çoktur. Mesela dinle pek işi olmayan  çok Cumhuriyetçi, çok Atatürkçü kitle de muhafazakardır. (Bu kitle kendisini laik olarak tanıtır, bu da yanlıştır, insan laik olamaz, ülke de laik olamaz, devlet laik olabilir ancak) Bilim muhafazakarları var sonra, “bilimsel” sıfatlı her bilgi onlar için tartışılmaz bir kesinlik arz ediyor ki bilimin ruhuna çok ters bir saçmalık bu :)
Ezcümle muhafazakar ve liberal diye iki çeşit insan varmış gibi düşünmek çok yanlış,  mesele neyi muhafaza etmeye çalıştığınla ilgili sadece, muhafazakarlık insanları tasnif etmek için kullanabileceğimiz bir sıfat değil.

Muhafazakarlık… herkeste var olan… farklı nicelik ve niteliklerde var olan… bir hayata tutunma biçiminden…bir var olma şeklinden… başka bir şey değil.

Misal Cübbeli Ahmet Hoca’yla Yılmaz Özdil’i çok benzetiyorum ben, aralarında meme farkı var sadece.
Birisi 10 liralık bezi yanmaz kefen diye 375 liraya satmayı beceriyor, öteki oradan buradan apartma cümlelerle oluşturduğu çakma kitabı 2500 liraya satabiliyor. İkisinin de kitlesi muhafazakar. Birininki İslami-geleneksel muhafazakar, ötekininki Atatürkçü muhafazakar.
Biri dindar muhafazakarların memesini sıkıp süt çıkarıyor öteki Atatürkçü muhafazakarların memesini.
Muhafazakarlık güzel para getirir.

İnsan ne ister? Hayatta kalmak ister. (Beka)
Neden korkar? Bekasını tehdit eden şeylerden korkar.
Şimdiye kadar nasıl hayatta kalmıştır? Mevcut düzenle kalmıştır.
Mevcut düzen değişirse ne olacağını düşünür? Hayatta kalamayacağını düşünür.
Mevcut düzen belirlidir. Düzenin değişmesiyse belirsizliklere kapı açar.
Bu yüzden insan doğası muhafaza etmeye programlıdır. Belirsizden kaçar, belirliye tutunur.
Devrime yürümek hayata savaş açmak gibi bir şeydir. Devrim deyince hemen ülke rejiminin değişmesi gelmesin akla, sürekli alışveriş edilen marketin değiştirilmesi de bir çeşit devrimdir.
Rutinlerimiz bizi koruduğu için biz de rutinlerimizi koruruz. Rutinsiz ölürüz. Ölür müyüz?

Devrimin beka için tehdit oluşturması sürekli gözümüzün önünde olan bir şeydir, sürekli bir şeyler-birileri bizim kurulu düzenimizi (dolayısıyla hayatımızı) tehdit eder durur, biz de hep tetikteyizdir. Yorucudur hayatta kalmak!
Bununla birlikte devrimcilik de muhafazakar bir düşüncedir. “Devrim yapma değeri”ni yüceltir, muhafaza eder çünkü o da. Liberalizmi de muhafazakarlığın zıttı değil de “serbestlik değeri”ni muhafaza eden bir şey olarak düşünmek gayet de mümkün.
Velhasılı… muhafazakarlık insanın bu dünyadaki kaderidir, değişen sadece neleri muhafaza ettiğidir... ama insan arada yer değiştirir, yani bazen “muhafazakar değil”dir :)

İnanmak, belirlilik, muhafaza etmek… anahtar kelimeler bunlar, tercihlerimiz bunlara göre şekilleniyor, kendimizi bunlarla tarif ve takdim ediyoruz.

Yeri gelmişken (aslında çok da gelmedi) yaygın bir yanlışa dair bir şey söylemek istiyorum. “Ateist” ile “inançsız” kelimelerini aynı manada kullanıyorlar. Yanlış çünkü ateistler inançlıdır, bir yaratıcının var olmadığına inanırlar. Teistlerle inançları farklıdır ama ikisi de inançlıdır. Deistler de inançlıdır, sadece agnostikler inançsızdır.
Kendisini agnostik diye tanıtan kaç kişi tanıdınız? İnanmadan yaşamak zor di mi?

Ben de inançlıyım, Müslüman’ım.
Benim peygamberim çok büyük devrimler gerçekleştirdi, İnsanlık tarihini fena halde değiştiren çok çok büyük devrimler.
Hz Muhammed’in hayatı çok sıkı bir şekilde muhafaza edilen şeylere karşı yapılmış savaşlarla doludur.
Putçularla savaştı.
Putlarını çok katı bir şekilde muhafaza eden putçularla… çok savaştı.
Birisi peygamberime “dindar” derse çok gülerim. “Muhafazakar” derse de çok gülerim.



Not: Yazı içinde sırası gelmediği için diyemediğim bir şey var, çok diyesim vardı ama kendime orta yapamadım bir türlü, not olarak ekleyeyim bari:
Muhafazakarların en doğal eğilimi riyadır. İnsanlar riyanın kendilerini hayatta tuttuğuna inanır. Zordur hayatta kalmak!

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...