“Karanlık. Harcanmak istiyorum. Hiç böyle hissettin mi?”
Bir roman cümlesi yahut replik değil. Dize de değil. İlgi arsızı hüzün simsarı sahte kalemşörlerin edebiyat olsun diye yumurtladıkları ucuzluklardan da değil.
Bir sms mesajı sadece. Whatsap yoktu o zamanlar…
Whatsap yoktu ama alkol vardı, hafif alkollü ama ağır kahır hallerdi. Mesajı alır almaz kuş gibi çırpınmaya başladığımı hatırlıyorum, mesajın ne demek istediğini anlamadığım halde... O anda çabam anlamaya yönelik de olamazdı çünkü bilmem kaç günlük bir sessizliği bozan bu mesajın müellifi alkollü şahıs, bir yandan da araba kullanıyordu, telaşlanmıştım. Ama mesajı anlamak için hayli zamanım oldu sonradan, anladığım zamanlarım da oldu.
Edebiyat kelimelerden ibaret değildir ve gerçek edebiyatla tanışmışlığım, konuşmuşluğum, başka pek çok şey yapmışlığım vardır. Edebiyatın hiiç de öyle edebi tavırlar-tripler içinde olmadığını biliyor oluşum da bundandır.
Ve...beni hayatımda kimse istememiştir bu çılgın edebiyatın istediği kadar.
Bu mesaj bir lanetin giriş kapısıdır benim için yıllardır. O kapı ki ne zaman düşsem hep önüne düştüğüm bir çeşit sıladır , beynimin lanet mesaisi, aklımın anlama vardiyasıdır. İçimde gezdirip durduğum bir odaya açılan ama bana açılmayan bir kapı. Bi çeşit insanın kendine hasreti…
Ve gecikmiş cevaplar:
Karanlık? Evet. Harcanmak? Tabi ki. Hiç böyle hissettin mi? Evet.
Peki kendini özledin mi? Çok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder