15 Eylül 2015 Salı

RENKLİ BİR AYRILIK

-          Ayrılmalıyız aşkım.
-          O da nerden çıktı?
-          Babama “pezevenk” demişsin.
-          Oha! Bu nasıl kuru iftira. Babanı görmedim bile ben hiç.
-          Yüzüne dememişsin zaten. Facebook’una  yazmışsın.
-          Ne, nasıl!? Ne yazmışım?
-          “Ambulansın peşine takılan pezevenklerden nefret ediyorum” yazmışsın.
-          Eee?
-          Babam trafikte peşine takılmak için ambulans arayan bi insandır.
-          Benim yazımı nerden görmüş?
-          Benim Facebook’um açıktı. Gördü, “kim bu?” dedi, “erkek arkadaşım” dedim. “Ayrıl ondan” dedi, “tamam” dedim.
-          Ulan “bi arkadaş” falan deseydin bari. Hem nasıl öyle hemen “tamam” deyiverdin?
-          Olmaz, dürüst bir aileyiz biz. Babama “pezevenk” diyen biriyle de yapamam anlıyor musun?
-          Dürüstsünüz Allah için!... Ama ambulansın peşine takılmakta sakınca görmezsiniz.
-          Ailemizin özeline girmezsen sevinirim.
-          Ulan bendeki şansa bak arkadaş yaa! Bundan önceki sevgilimle de eski sevgilim fotoğrafıma like yaptı diye ayrılmıştım. Kapatacam lan bu hesapların hepsini!
-          Yeni kız arkadaş nerden bulacaksın peki kapatırsan?
-          Öyle ya, seni de ordan bulmuştum di mi? Allah hep verdiği yerden alıyor demek.
-          Hay’dan gelen Hu’ya gidiyor işte.
-          O “Hay” ve “Hu”dan sonra apostrof konması gerektiğini nerden biliyorsun sen?  Gizli gizli kitap mı okuyon nedir?
-          Aile olarak kültürlüyüz biz.
-          Evet, ambulans arkası kültürü!...neyse özelinize girmeyelim.
-          Evet, lütfen.
-          İyi madem… hadi ayrılalım o vakit.
-          Tamam.
-          Kim başlatıcak?
-          Bilmem, erkek başlatmalı bence.
-          İyi de ayrılmak isteyen sensin.
-          Olsun sen başlat.
-          Ne demem gerektiğini bilmiyorum. Kavgasız gürültüsüz ayrılmamıştım ben hiç. Yardımcı olsan?
-          Ettik ya az önce kavga.
-          Hadi ya, farkında değilim.
-          Seviyeli bi kavgaydı.
-          Haa ondan anlamadım, çok seviyeliyse demek!
-          Dalga geçme lütfen.
-          Ya boş ver seviyeyi falan. Ödeşelim mi? Sonra da barışırız.
-          Nasıl?
-          Sen de benim babama “pezevenk” de, olsun bitsin.
-          Ama senin baban gerçekten pezevenk, işi bu, kadın satıyo.
-          Olsun, sayılmaz mı ki?
-          Saçmalama Oytun. Ayrılmamız gerekiyor.
-          Ya ne saçma yaa, babamın kadın satmasını problem etmiyorsun ama ben babana bilmeden “pezevenk” dedim diye ayrılıyoruz.
-          O senin babanın özeli, ben karışamam.
-          Peki silsem o yazıyı. Yerine de ambulans peşine takılanlardan özür dileyen bir şey yazsam?
-          O zaman da ambulans arkasına takılınmasını teşvik etmiş olursun, babam yine kızar, rekabeti seven bi insan değil kendisi.
-          Direkt babandan özür dilesem, “yanlış anlaşma oldu” falan desem.
-          Kuyruk sıkışınca özür hemen. Olmaz, ayrılıcaz.
-          İyi tamam anasını satiim, ayrıl hadi.
-          Olmaz, önce sen ayrıl.
-          Senden ayrılıyorum Tuğçe. Kabul ediyor musun?
-          Evet.
-          Geber! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...