17 Eylül 2015 Perşembe

JUST DO IT AND YAŞA VE YAŞAT

Zor soruları çözüp de kolayları çözemeyen öğrenciler var. Kolay olduğu için çözemiyorlar. Var böyle bir sendrom, “bu kadar basit olamaz” fikriyle sorunun ihtiva etmediği bir komplekslik arıyor çocuk soruda , çözemiyor.
Hah işte, anlamaya çalıştığın şey aslında belki de yoktur. Vardır yani tabi de, anlaşılması gereken bir şey yoktur. Yani sen bi şeyin sende bişeylik ihtiyacı doğurduğuna kanisindir ama aslında ilk var olan o şeylik ihtiyacıdır ve  o şey de üstüne gelmiştir sadece.  Deniz kıyısında sayısız taş var ve hiçbiri ötekine benzemez…hayır, benzerler aslında, taş işte hepsi.
Anlaman gereken tek bir şey varsa o da bu.

Bu taş meselesi mühim aslında.
Hayli yıl öncesi, gece saat 12 falan, Bostancı sahili, rüzgar var, üşüyoruz, sokak lambasının altında ayaktayız, eller cepte, gözler denizde. “Ben” diye anlatmaya başladı, “Barcelona’da yaşarken bazen fırtına olurdu, rüzgar denizin içindeki taşları kıyıya yığardı. İnsanlar ellerinde poşetlerle güzel taş toplamak için kalabalıklar oluştururdu sahilde. Güzel gördükleri taşları poşetlerine doldurur götürürlerdi. Ben kalabalığa karışmazdım, tenha bi yer bulur orada kendi taşımı arardım. Bana en çok benzeyen, beni en çok yansıtan taş…bulurdum. Elime alır severdim taşımı, öperdim, konuşur dertleşirdim onunla. Sonra da denize geri atardım.”

Aklımda kalmasından belli zaten ki etkilemiş beni bu gerçek hikaye. Şimdi?
Şimdi bu kişi beni nadiren arar ve artık telefonlarını açmıyorum. Mesaj yazarsa cevap vermiyorum. Alkollü oluyor aradığında çünkü ve dediklerinin çoğu anlaşılmıyor. Türk değil zaten aksanlı konuşuyor ve seçebildiğim kelimelerden anladığım kadarıyla sağlıklı bir mantık silsilesi takip etmiyor sözleri. Arada bana iltifatlar düzüyor, ilgilenmiyorum. Oldukça zekidir, muhayyilesi de güzeldir tamam ama bildiğin saçmalıyor işte, sözlerine verecek karşılığım yok, kulağım telefonun altında boşuna terliyor, bitemeyen bir eziyet.

Bu olan şey bir tavsama mıdır yoksa gerçeğe evrilme mi? Önemsiz, bazen biri bazen öteki, çok zaman ikisi birden. Yapmaman gereken tek bir şey var: izafe etme. Yapman gerekense tek: yaşa bir köşede payına düşeni.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...