"sen ki üşümüş gökte o yalnız bulutsun
kıskanmadığın cömert bir maviliğin ortasında o
bildiğin yalnızlığın ellerinden tutmuşsun
desen ki unutulmuşsun"
kıskanmadığın cömert bir maviliğin ortasında o
bildiğin yalnızlığın ellerinden tutmuşsun
desen ki unutulmuşsun"
Şiirleri gerçek zanneden budala,
iki cuk oturmuş dizeyi ömrünün on iki ayına değişen acemi
tüccar,
kelimelerin hayal perdesindeki oynaşmalarını gerçek sanıp
günde bilmem kaç vakit onlara ibadet eden... onlardan hayaller çoğaltan,
hayatlar kocaltan kocaman müflis;
Gözlerini aç... ama;
Zannetme ki "her öğreti biraz pusludur da yaprak ne
canlı yeşildir."
Değildir.
Gözünün gördüğü de bir hayal perdesindekidir.
Hayal perdesi: Kurulan hayalin perdeye yansıtılarak göze
gerçekmiş gibi görünmesini (sokulmasını) sağlayan dünya şeysi. (Kod adı: murat)
Murat: Hakikate tercih edilip durulan şey. Yaşam enerjisi.
Yer çekiminin varlığını ispata memur görevli. İnsanı tuttuğu yerinden tuttuğu
gibi yere çalmanın görevlisi meşum sadme. Jane Jones'u Alice Ayres'e dönüştüren
muhteşem illüzyon. (Bu hayat arsızı hayal sevişgeninden daha önce de
bahsetmiştim.)
İllüzyon: Olsa da yesek.
Dahası? Dahası yok. Olmayacak. Olsa da olmayacak, olmasa
da olmamıştı, mesela Suna Su.
Suna Su: Uğruna çok güzel şiirler yazılmış pek çok Attila
İlhan sevgilisinden sadece birisi. Herhangi birisi.
Güce tapınan putperestlerin elde avuçta ağızda cümle kötü ne varsa (romantik çığlıklar tükürerek) insan kafalarına fırlatıp durmasından şikayetlenme,
bu tedbir sadece putlarının iyiliği içindir ve çaresizcedir. Mazur gör.
Mazur: Elinin körü.