2 Eylül 2016 Cuma

MELANKOMİK NOTLAR - 30

Bu Samsung telefondan illallah! Görüntüsüne tav olup bi heves aldım, ne kulağı tersten göstermeci, ne ergonomi düşmanı, ne menü boktanlığı bir şeymiş bu! Şu kavisli ekran muhabbetinden dolayı da telefonu ellemeye korkuyorsun, her dokunduğunda kafasına göre bir şeyler yapıyor, uygulamaları açıp kapatması neyse  de durduk yere birilerini aramışlığı bile var, öyle bir rezillik. Eski Ayfon'um gözümde tütüyor!

Bi yaşam formu, bi çeşit yaşama şekli: Kelebek etkisi, gergedan tepkisi.

2 yıldan sonra Suzi galiba asli arkadaşı olduğumu anlamaya başladı nihayet! Misafirlere eskisi gibi yüz vermiyor hatta surat yapıyor, bana gösterdiği yakınlığı onlara göstermiyor artık. Biraz geç oldu ama şükür yine de, bir farkımız olduğunu hissettir yani bi zahmet a aşüfte kedi!

Kuş gibi hızla geçiyor, kuş kadar da acımasız bir şey şu zaman. Kabuslarda bağırmak istersin de sesin çıkmaz ya hani, zamanın geçişine dilsizliğim tam öyle.

Bu instagram var ya, şu problemlerdeki hem üstteki musluğu hem de alttaki deliği açık salak havuz gibi! Bir yandan takip ediyorlar bir yandan gidiyorlar, öyle tuhaf bi doldur-boşalt kafası, sürekli bir hareket.

Yatık ışığın ayları, fotoğrafın kutlu ayları geldi, boşa geçirmesem keşke. Eski fotoğraf aşkımın çok değil çeyreğine talibim.

Korunmak deyince aklına prezervatif falan geliyorsa fena!

İnsan kör bir pire intikamı için hayatının geri kalan yorganını ateşe verebilir hatta  sırf haklı görünmek için ölebilir, buna inanç denir. Bu kör inanç aslında inançsızlığın ifadesidir. Hayatı bu kadar az ciddiye almak da aşırı ciddiye almanın ifadesi. Haklılık çok ağır bir hastalıktır...çok yanlış, akışta kalmak gerek.

Sigarayı bırakasım var ama ben sigarayı bırakınca bir müddet akıcı konuşamıyorum, 3-4 ay sonra da kilo almaya başlıyorum. Ama asıl önemlisi canım sigara istiyor sürekli! Yapsam mı ki bi çılgınlık?

Benimsenen şiar yazmak için yaşamak değil de yaşarken yazmak hatta yaşadıktan sonra yazmak olmalı. Bu sosyal medya zımbırtılarından sonra götünün üstünde yaşayan bir güruh türedi. Yazmak-üretmekten çok yüksek onay beklentili, edilgen bir tutumun ifadesi bu. Getirisi olan depresyondan bu gün pek bahsedilmiyor ama 5-10 sene sonra çok ciddi uyarılar yapıyor olacak uzmanlar bu konuda. Şuurumuzu toplu olarak kaybettiğimiz için şuur yitiminden bahsetmiyor kimse…şimdilik.

Geçen gün benim gibi yüksek Haldun Taner hayranı biri ile üstadın muhteşemliğini konuştuk, hayranlıklarımızı tokuşturduk. En sevdiğim yazar olduğunu söyleyemem (hiç kimse için söyleyemem böyle bir şey) ama diline en meftun olduğum yazar olduğunu çok rahat söyleyebilirim. O duru belagatiyle nasıl da incecik sarıp sarmalar, nasıl da benzersizdir! Her insan evladı nasibini muhakkak almalı bu pınardan. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...