İnsanın hayattaki tek ve nihai arzusu bütün olmaktır.
İnsan bütünleşmek ister çünkü bütünleşince susar.
Bütün olmayı öğrenmek için dinlemesi ve konuşması gerekir ki dinledikçe dağılır, konuştukça daha da çok dağılır. Lanetli bir fasit dairedir bu. İnsan hayatındaki huzursuzlukların kaynağı da bu kötücül paradokstur.
Yalnızlığımıza bunca ağlamamız burdandır, yalnızlıktan böyle korkmamız bundandır.
Bu şiiri çok severim. Şairi de (Ziya Osman Saba) çok güzel bir adamdır.
SEBİL VE GÜVERCİNLER
Çözülen bir demetten indiler birer birer,
Bırak, yorgun başları bu taşlarda uyusun.
Tutuşmuş ruhlarına bir damla gözyaşı sun,
Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler...
Nihayetsiz çöllerin üstünden hep beraber
Geçerken bulmadılar ne bir ot ne bir yosun,
Ürkmeden su içsinler yavaşça, susun, susun!
Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler...
En son şarkılarını dağıtarak rüzgâra,
Beyaz boyunlarını uzattılar taslara...
Bir damla suya hasret gideceklermiş meğer.
Şimdi bomboş sebilden selviler bir şey sorar,
Hatırlatır uzayan dem çekişleri rüzgâr
Mermer basamaklarda uçuşur beyaz tüyler.
Bırak, yorgun başları bu taşlarda uyusun.
Tutuşmuş ruhlarına bir damla gözyaşı sun,
Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler...
Nihayetsiz çöllerin üstünden hep beraber
Geçerken bulmadılar ne bir ot ne bir yosun,
Ürkmeden su içsinler yavaşça, susun, susun!
Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler...
En son şarkılarını dağıtarak rüzgâra,
Beyaz boyunlarını uzattılar taslara...
Bir damla suya hasret gideceklermiş meğer.
Şimdi bomboş sebilden selviler bir şey sorar,
Hatırlatır uzayan dem çekişleri rüzgâr
Mermer basamaklarda uçuşur beyaz tüyler.
Şair “ürkmeden su içsinler yavaşça, susun, susun!” derken zannedilmesin ki konu hayvan sevgisidir. Değildir. O güzelim güvercinler sessizlik içinde, yavaşça sularını içerse şairin içinde de bir şeyler birbirine kavuşmuş olacak, kısa da olsa bir huşu zamanı edinmiş olacaktır…içinde yaşamak için. Kısa bir müddet de olsa bir tam olma, tamam olma hissi-hali yaşanacaktır.
Yahya Kemal’in “leyl-i tarabda bir dahi mızrab uyanmasın” dediği haldir bu hal, dünyanın ve içinden bir türlü çıkamadığımız şu zamanın durduğu haldir.
En sevdiğim hayvan bu sevgili, bu canımın içi güvercinlerdir…ve bilirim nasıl su içtiklerini…ve anlıyorum şairi ben…
Sidharta’nın her şeyi akan nehirden öğrenen kayıkçısı geliyor bir de aklıma. Kayık kolay, kayıkçı da tamam…ama nehir yok. Çünkü bakmadığım bir yerden akıyor nehir, baktığım yerde yok.
Nehir var ve
YanıtlaSilyanlış yönden de akmıyor, sen yanlış yere bakıyorsun demek ki.
çok kişisel gelişimvari düşünmüşsün yahu:)
YanıtlaSilyazını okudum ,bir daha okudum ..bütünleşmek kelimesinin bendeki algısını kıramadım :( belki yaşadıklarımdan ,belki anlamadığımdan ..ama şöyle söylesem nasıl olur? ..gözyaşımı veririm güvercinler için ,su içerken gözümü oymasından korkmasam ....
YanıtlaSilııh, bütün olmak öyle bir şey değil ümran:) bence öyle değil yani, benim algım öyle değil.
YanıtlaSilbudistler falan "evrenle bir olmak" diyorlar ya, onun gibi bişi, bu durumun semavi dinlerde de karşılığı var budizme has bir şey değil elbette...ya yok, burdan anlatılmaz bu...
karışık mevzular arkadaşım yaa, anlatması zor...konuşuruz bi ara:)
evet, karmaşık ,karışık bir acayip sarmaşık haller....:)
YanıtlaSil