20 Kasım 2011 Pazar

YARI AMORF


Gerçek bir aydın, aydın olduğunu kabul etmez. Gerçek bir şairin büyük bir şair olduğunu dillendirmesi ise son derece normaldir.

Aydın için aslolan farkındalıktır ve bu farkındalığı neleri bildiğine değil bilmediği ne kadar çok şey olduğuna dairdir.  Şairin tüm sermayesi ise kendi içine yönelmiş narsist bakışlarıdır ki yazdığı şiirin kendi içini titretmiyorsa başkasının içini titretmeyeceğini bilir gerçek şair.

Aydın yerçekimine ram ve tabidir, şairse yerçekimiyle mücadele halindedir.

Düşsüz aydın sıkıcı ve bir yere ulaşmayandır. Gerçeklerden kopuk şairse hedefe kuru sıkı mermiler atan avcı gibidir, gürültüden ibarettir.

İnsanın gerçeği bu ikisinin arasında bir yerlere düşer…ya da bir parçası bir tarafa, diğer parçası öteki tarafa düşer. Aklı düşer, gönlü düşer, kendi düşer…parçalanmakla malüldür beşer.

6 yorum:

  1. Neden hep bi eksik hep bi yarım oluyor bu insanoğlu bir anlasam...

    YanıtlaSil
  2. Şimdi yazıdaki güzel tasvirleri,tanımlamaları takdir edip yoruma geçersek..

    Aynı anda iki parçası bu iki yere düşüyorsa (gerçek aydın ve şair bölmeleri)işler ters tabii,iki karpuz bir koltuk meselesi, ama tek bir bölmede bir yarısı varsa durum o kadar da vahim değil, kalan yarıyı neyle tamamlarsa tamamlasın, amorfun düzgün tarafının hakkını yemek olmaz:)
    Yalandan şair ve münevverler ise yeterince malumumuz,Allah köklerini kurutsun.Amin :)

    YanıtlaSil
  3. hımm...dallanıp budaklandırayım azıcık:)
    bir şey hem "öyle" hem de "öyle değil" olabilir mi? olabilirmiş...öyle diyorlar...
    iyi...
    peki mesela bi insan hem sırılsıklam aşık hem de hala aklı başında olabilir mi? şiirlere, şarkılara, özlü sözlere bakarsak olamıyor ama gerçekte oluyor! çok lanetli bir gerçeklik bu zira aşkla aklın bileşimi hödüklüktür, insan durduk yere hödük oluyor yani, çok kafa yorarsan altından en fazla kader falan çıkıyor.
    parçalanmak dediğim bu zaten. insan, olmayı tercih etmediği şeylere sebepsiz dönüşebiliyor, parçalanmak kaderimizin bir yerinde (bir çok yerinde) kesin var.

    YanıtlaSil
  4. bu arada "amorfun düzgün tarafı" tarifiniz de tek başına bir konu, ince ince irdelenesi:)
    hangi tarafa "düzgün" diyorsunuz siz? hakkını yememişsiniz bir de:) çocukluğunuza kadar gider bu iş:)

    YanıtlaSil
  5. Aşktan felan anlamam,benim işim yok onunla. Şaşıranlar ağlasın hallerine,ne demiş ünlü filozof Nil K.ibrahimgil; "aşkın şudur anlamı, arıyosun sen belanı.." Ondan çok mu bileceğiz?
    Amorfun düzgün yanı diğer yarısında muhtemelen, mikroskobik olarak da olsa. Ha bu arada, çok dalmayın, anafor yapıyor:)

    YanıtlaSil
  6. "her ne var alemde aşk içre imiş,
    ilm bir kıyl-ü kaal imiş ancak"

    demiyorum iki sebepten.
    birincisi; divan edebiyatı parçalamamak gerektiği konusundaki ikazından dolayı.
    ikincisi; fuzuli bi adam söylemiş bunu, nil k. ibrahim hanımefendinin destur vereceğini sanmadığım bir söylem, fuzuli bir söylem işte.

    yalnız tasavvuf meselerinden geri kalmana sebep olabilir bu anti aşk duruş, o sebepten azıcık da olsa ilkelerini öğrenmekte fayda var. d&r'larda "10 adımda aşk" diye küçük pembe bi kitapçık satılıyor, çok faideli bir eser, tavsiye ederim. nil hanım da cevaz vermiş zaten ona:)

    YanıtlaSil

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...