2 Kasım 2011 Çarşamba

MELANKOMİK NOTLAR - 14


Bir film arasındayım. Sonu iyi bitmeyecek galiba, eyvah!

Bu “akşam”…böyle katiyen, nasıl da oluveriyor!

“Arzu nesnesi” ne yaaa!


Mühim olan akıl değil ayaklardır. Aklının bir kısmını rehin bıraksa da ayakları varsa gidebilir çünkü insan. 

Geçen gün benzincide kart çektirdikten sonra kasiyer çocuk “abi ayın ürünü, fıstık ezmesi, ister misin?” diye sorunca “hayır” anlamında “ben olmuşum fıstık!” dedim…çocukcağıza.
Neden öyle yaptım ki?

Dalgalı falan değil bu piyasalar, kesin yollu!

Bu gün elektrik satmaya gelen çocuk (evet elektrik satıyordu) lafı öyle döndüre döndüre ve uzun anlatıyordu ki bir ara aklıma bir bloknota “efradını cami, ağyarını mani” yazıp eline tutuşturmak geldi! Muhtemel “bu ne?” sorusuna da “eve gidince google’a yaz bunu” demeyi planladım saniyeler içinde. Yapmadım… ama ramak kaldı.

Yok yok, bu piyasalar dalgın aslında.


“Öyle sermestem ki idrak etmezem dünya nedir?
  Ben kimem, saki olan kimdir, mey ü sahba nedir?”



Bir mesajı gönderdiğinizde Facebook'ta "mesaj başarıyla gönderildi." diye bir ileti çıkıyor. Süpersin Facebook, keşke senin gibi başarılı olabilsem ben de bu konuda:)

“al bu nisan akşamını benimkini ver
sual sorup durma sevmiyorum”

Bu Penelope Cruz insan değil şerefsizim!..ki az önce filmde kendisinin bir sanat eseri olduğu iddia edildi. O nasıl bir bakıştır, nasıl bir uyumdur! Harbi manyak bir dizayn.

Güzel kadınlar geceleyin uzunlarını yakmış arabalar gibi, gözlerinizi alıyorlar ama görünmüyorlar. Safi ışık ama araba yok.
Çirkinleriyse açık kalmış kitap gibi oku…neden okuyacaksan artık!
"Açık unutulmuş kitap!"... çok pisim gerçekten:)

Sıradan bir olayı (tavla oynamak mesela, çekirdek yemek falan) en unutulmaz anım olmaya aday türden ayin kıvamında yaşatan insanlar da tanıdım, unutulmaz anı olması gereken ihtişamlı şeyleri süflileştiren insanlar da…İkinci türden çok çok daha fazla tanıdım ama. Hayat adil değil hiç.

Pencereyi açıp “canım sıkılıyoooo!” diye bağırasım var.

Bir hayat “hep tam olmak üzere olmuş ama kalmış.” diye tarif edilebilir mi? Elbette edilir.

Akşamları gidebileceğim bir kahve olsa keşke. Mis gibi ıstaka saadeti…ki buralarda kahve bile yok, sitesel yaşam alanı buralar.
Gerçi sevmiyorum okeyi, sıra bi daha bana gelene kadar geçen sürede canım sıkılıyor. Bi de taş takip etmek falan…çok saçma.


Bakmayın böyle şeyler yazdığıma bunalımda falan değilim valla ama kafam çok fırfır şu son günler. Panik halinde eğleniyoruz aslında cümbür cemaat :)

4 yorum:

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...