- Neden firar etmiyoruz Olric?
- Gidecek yerimiz kalmadı çünkü efendimiz.
- Hiç mi kalmadı?
- Hiç kalmadı.
- Kalsaydı?
- Giderdik.
- Çekim nedir Olric?
- Bizi çekendir.
- Kim çeker ki bizi?
- Yer.
- İyi midir yerçekimi?
- Yüksekte değilsek iyidir. Ama yükselirsek en beklemediğimiz anda bizi alçaltacak olan da o yerçekimidir.
- Yükselmemek mi lazım?
- Çok zor soruyorsunuz efendimiz.
- Pardon Olric.
- Sence var mı Olric?
- Sanırım yok efendimiz.
- E vardılar, gördük ya.
- Görmeyi biz istedik
- Eee?
- İstediğimizi de gördük efendimiz.
- İstemek nedir Olric?
- Ah bilsem…efendimiz.
- Aklımdan ne geçer Olric?
- Ne geçmesini isterdiniz?
- Fırından henüz çıkmış sıcak ekmek kokusu geçsin isterdim ya da toprağa yeni düşmüş yağmur kokusu.
- Çok iddialı olmadı mı efendimiz?
- Haklısın Olric. Neden isteklerim mütevazı olamıyor?
- Çünkü şımarıksınız efendimiz.
- Mutluluk nedir Olric?
- Cümle içinde kullanması hoşa gidendir efendimiz?
- Önemsiz midir yani?
- Çok.
- E arayan arayana?
- Önemli bir şey olsaydı aramazlardı.
- Önemli olan nedir ya peki?
- Anlamdır efendimiz.
- Onu neden aramıyorlar ya?
- Onu da arıyorlar efendimiz ama onu arayanlar kayboldukları için yoklama listesine yok yazılıyorlar hep.
- Biz yoklayalım madem onları.
- O zaman biz de kayboluruz efendimiz.
- Kaybolmadık mı ki?
- Tam değil efendimiz.
- Akıllı olmak lazım mıdır Olric?
- Evet efendimiz.
- Neden?
- Akıl kafamızı mengeneden korur çünkü.
- Mengeneden korkmak lazım mıdır peki?
- Evet efendimiz. Başladığı yere dönebilmek için yüksek bedeller ödemekten de korkmak lazımdır.
- Olay vektörel midir yani Olric.
- Sanırım efendimiz.
- Peki hayat? Skaler değil midir hayat?
- Skalerdir efendimiz.
- Skaler bir şeyin içinde vektörel korkuların olması tuhaf değil mi?
- Hem de çok tuhaf efendimiz.
- Nasıl baş edeceğiz ya bu tuhaflıkla?
- Baş etmeyeceğiz efendimiz.
- Ne yapacağız ?
- Hiçbir şey efendimiz. Evin tekmil sigortalarını kapatıp holde oturacağız. Karanlık bizi bir şey yapmanın şerrinden koruyacak. Gerekirse şehrin bütün ışıklarını söndüreceğiz.
- İçimizin ışıklarını?
- Elbette lüzumsuzsa söndüreceğiz onları da.
- Lüzumsuz mu?
- Buna ışıklar karar verecek efendimiz.
- Dışarı çıkmak zorunda kalırsak?
- Yere bakarak yürüyeceğiz.
- Sonbahar uğultularını ne yapacağız?
- Kışa az kaldı, onlardan korkmayın efendimiz.
- Ya ziller?
- Bütün zillerin elektriğini keseceğiz, her ihtimale karşılık zilin çekiciyle örsü arasına kağıt sıkıştıracağız.
- Evde çocuk uyuyormuş gibi mi?
- Aynen öyle efendimiz.
- Bizi uyuyan bir çocuk mu koruyacak?
- Hayır efendimiz, uyuyan çocuğun uyanma ihtimalinden korkumuz koruyacak, korktuğumuz sürece güvende olacağız.
- Ya uyanırsa?
- B planı efendimiz. Çıngırak sallayacağız.
- Çıngırak?
- Eminönü’nde bi milyona satıyorlar, Çin malı.
- İşe yarıyor mu bari?
- Hayır efendimiz.
- Ziller çalıyormuş gibi yaparsa ya?
- Duymuyormuş gibi yapacağız efendimiz.
- Kapıyı tıklatırlarsa?
- Bizim kapımız yok ki!
- Bir taktiğimiz var mı Olric?
- Ne zaman oldu ki efendimiz? Hem neden olsun ki?
- O zaman söyle de bizi yok yazsınlar bu gün Olric.
- Peki efendimiz.
- Susalım mı Olric.
- Sustum efendimiz.
- Emin misin?
- Hayır efendimiz.
ben bu olric ile ilgili muhabbeti bir yerden hatırlıyorum ama nerden ? :) bir düşüneyim ben ..arkası yarın ..:))
YanıtlaSildüşün sen:)
YanıtlaSilAtay'ı okuyunca yorum yazacağım iki blog oldu burasıyla.
YanıtlaSilbunları ben uydurdum, yorum yapmak için atay okumanıza gerek yok:) bilinmesi gereken tek şey olric'in romandaki kahramanın iç sesi olduğu.
YanıtlaSilne belli orijinal olduğu, ortada sadece sizin sözünüz var.
YanıtlaSil:) unutulmuş.
YanıtlaSilorijinal değil ki zaten ben uydurdum.
YanıtlaSil(ne hoş bir dilemma)