Bazen, aslında öyle olmadığını bildiğin halde öyleymiş gibi zannettiğin
zannedilerek yaşamaya devam edip gitmeni emreder gurur tanrısı. Kurban ister gurur
tanrısı, verirsin.
Sonra "Eyvallah dersin geçer gider." Zaman tanrısı ise o
"aslında öyle değil"i sonradan "önemsiz"e çevirir.
Ona da eyvallah.
Dünyayı 3 boyutlu görmemize sebep olan şey tek değil de 2 göze sahip
oluşumuzmuş. Bu kadar mı? Değil. Bir akışın (zaman) içinde oluşumuz da pek çok
şeyi zihnimizle tamamlayarak hacimler diyarında hissetmemizi sağlıyor. Fotoğraf
makinesininse tek gözü var. "Objektif" diyorlar ki aslında hiç de
objektif falan değildir. Aldığım pek çok fotoğraf eğitiminde fotoğraf çekmenin
3 boyutlu gerçekliği 2 boyutlu bir düzleme sıkıştırmak olduğu, bunun farkında
olmanın önemi anlatıldı. Tek bir ana dair iki boyutlu bir illüzyondan başka bir
şey değil yani fotoğraf, gerçeğin yerini tutamaz. Netlik gibi.
Netlik, "ya öyle ya değil" kafasıdır. İndirgenmiş gerçekliktir.
Hayatın akışına paralel bir hal değildir. Netlik beklentisi bencilcedir ve
insanın kendini dayatmasıdır. Hayatı anlamamanın ifadesidir. En büyük hatamdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder