TDK “özür” kelimesi için “bir kusurun, bir suçun elde olmadan yapıldığının ve hoş görülmesini gerektiren mazeretler bulunduğunun beyan edilmesi” manasında bir şeyler söylüyor.
Elde olmadan, yanlışlıkla yapılan kusura “hata” deniyor bildiğim kadarıyla ve “suç” farklı bir şey. Hata hoş görülebilir ancak suç ancak affedilir.
Kolaylıkla yanlış anlaşılabilecek bir dünya kelime var burada, tahlili ince yapmak gerek. Dostoyevski’nin bir baş yapıt ürettiği bu konuda fikir beyan edecek değilim fakat anlamak istiyorum.
Anahtar kelimelerden birisi “niyet”. Kötü olmayan bir niyetle yanlışlıkla yapılmış ya da mecburiyetten yapıldığını ispat eden geçerli mazeretlere sahip bir kötü davranış söz konusu ise…yani birisine hak etmediği halde istemeden ya da mecburiyetten zarar verildi ise yapılan bu şeye “hata” deniyor. Peki bile-isteye yapıldıysa? O zaman suç oluyor. Suçlu neden özür diliyor? Pişman olduğu için. Öteki anahtar kelime de “pişmanlık.” Pişman olmadığı halde özür diler mi peki insan? Diliyor, çok gördüm:)
“Zarar, haksızlık, çıkar, ihmal” gibi başka anahtar kelimeler de var.
Netice itibariyle niyet kötü değilse özür dilemeye gerek bile yok, “pardon” der geçersin.
Bile-isteye bir durum var ise pişmanlığını beyan edersin en fazla.
Özür hangi durumda dilenir peki? Hiçbir durumda!.. TDK saçmalıyor, geçerli mazeret vs. işin hikaye kısmı, özür içerisinde samimiyetsizliği doğal olarak taşıyan kuru bir kelimeden başka bir şey değildir ve bencilcedir. Samimiyete adım atmanın göstergesi “telafi çabası” ve hatta” diyet”tir. Buyurun yeni anahtar kelimeler:) Bu kadar çok anahtar kelimenin varlığı bir anahtar kelimenin falan olmadığını gösterir.
Aklımın erdiği yaşlardan beri benden özür dilenmesinden nefret ederim ki bu zaman zarfında benim de bir çok özür dilemişliğim vardır. Demek bu yüzden sevmiyormuşum ve demek ki ben de samimiyetsizmişim. Ama telafi çabalarımın varlığı da samimiyetime delalettir ki oldu böyle şeyler. Diyetler de oldu ama istemsizdiler genelde, bir takdir-i ilahi mahiyetindeydiler.
Affetmek teorik bir kavram ve en temel ihtiyaçlarımızdan… ve içinde ciddi miktarda kibir barındıran bir faaliyet. (Bkz. Dogville) Temel ihtiyacımızın kibre dayalı ve teorik kalmaya mahkum bir şey olması da aczimizin başladığı yerdir, ilkel doğamızın soluk borumuza tıkadığı paçavra topudur.
Ha,onun için affetmek Allah'a mahsustur diyorlar,sen kimsin ki affedesin babından:)
YanıtlaSilSamimiyetle telafi...eh, uygulanabilirliği var.
İyi dalış.:)
diyeceğim 3 şey var:
YanıtlaSildogville, dogville, dogville!
başka da bişi demem.
filmden bahsediyorsanız izlemediğim için yorum-atıf-vs beyanda bulunamayacağım:)
YanıtlaSilFilmden bahsediyorum, izlemenizi tavsiye ederim haddim olmayarak.
YanıtlaSil