17 Mart 2017 Cuma

MELANKOMİK NOTLAR - 35

Bugün içimde böyle bi yalnış şeyler yazma isteği var ama yok.

"Cam gibi olacaksın bu hayatta, kıranı keseceksin” yazıyordu bir profilde…süper!

Kısa şiir:
Ya akıl olacak insanda ya kısmet
İkisi de yoksa, olmaya cesaret.

Hayat kısa kuşlar uçuyor… kuş ölür sen uçuşu hatırla.
Kuş ve ölüm bir araya gelince kesin şiir oluyor, banko yani, kaçmaz :p
En güzeli de “Sebil ve Güvercinler” şiiridir. (Bence yani, çok severim)

Bu gün doğan çocuklar için isim:
Erkek: Sevi
Kız: Seviye

Küvetin de gideri var ama...talibi yok :p

İlkel barbarla Avrupa arasındaki fark, 5 yıldızlı otelde iş tutan fahişeyle sokakta müşteri arayan fahişenin arasındaki fark kadar.

Yobazlık insanın kök salma isteğinin bir tezahürüdür ama ondan da çok köksüz kalma korkusunun tezahürüdür.

Samsung S7 Edge kişisi napıyo acaba, fikrim bile yok, hem de hiç yok. Kim bilir kimdi ki zaten…

Susamış bir insanın çişinin gelmemesi lazım…bence.

Kelimelik’te (scrabble) 3 tane ı gelmiş gibi hissediyorum bazen, kilit!

Kainatta birbirinin aynı iki şeyin olmaması gibi aynada aynı görüntüyü iki kez görmek de mümkün değildir. Dünyanın narsist bir pervane gibi kendi etrafında, meftun bir pervane gibi ateşin etrafında döndüğünü öğretmişlerdi okulda. Halbuki Güneş, diğer meftunu gezegenlerle birlikte çizgisel olarak da hareket eder....yani; kainatta bir kez bulunduğumuz noktada bir daha bulunamayız. En öz hissimizin gurbet hissi olması boşuna değil, bundan ala gurbet mi olur?
Aynı kitabı 10 sene sonra okursan da kitap değişir ayrıca.

Bişi itiraf etçem. Ben aslında bu ülkeyi sevmiyorum, bakmayın öyle memleket meseleleri konuşup durduğuma, gidecek yerim olmadığı için mecburen seviyormuş gibi yapıyorum. Genel olarak Türkler'i de sevmiyorum zaten (bu yalan olabilir yalnız) ama başka milletleri de sevmiyorum. Japonlar'a sempatim var sadece, o da çok az. Bir tek hayvanları seviyorum…ısırmadıkları müddetçe! En çok da bazı şiirleri seviyorum ama en çok da onlar ısırıyor.

Bibedel: Bedelsiz, maddi karşılığı olmayan, paha biçilmez,
Bilabedel: Bedelsiz, bedava, beleş.
Bu iki kelime hem aynı manaya hem de tam zıt manaya gelebiliyor. Birine “bibedel” derseniz iltifat olur ama “bilabedel” fena bir hakaret.
Yalnız hem bibedel hem de bilabedel şeyler de var ve çok kıymetliler: hava, gökyüzü, yağmur, Güneş, fotosentez, göz, kalp…gibi.

3,5 aydır melankomik not yazmamışım hiç ama bir sürü yazı yazmışım...tuhaf!

Keşke her şeyi birbirine karıştırınca olan şeyler aşure gibi güzel olsaydı…ama olmuyor.

İstisnalar kaideyi sever.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...