16 Kasım 2016 Çarşamba

MELANKOMİK NOTLAR - 33

Bu akşam çok erken uyudum, 1-2 saat uyudum, sonra kalktım yerime yattım ki...telefon çaldı, arkadaşım... aramayı sessize aldım, 5 dakika geçmedi bu sefer ablam. Aramayı reddedip hışımla telefonu komple kapattım ama o "hışım" uykuyu acayip açan bir şey, uyku komple gitti. Kalktım sonra geri aradım, ablam hatırımı sormak için aramıştır, arkadaşımın bir diyeceği vardır herhalde...tam tersi, ablamın diyeceği vardı arkadaşım hatırımı sordu.
Neyse işte, bu gece uzun olacak!

Süper ay dediler, çektik. Hiç de süper falan değildi valla.

"Sıfırını sev" diye bir felsefe tutturdum, uyguluyorum. Sıfırımı da felsefemi de seviyorum :) 

Hayatımda ilk defa birinden davacı oldum, geçen gün de davaya girdik. O kadar da kötü değilmiş.

Birini rüyanda görmek onun seni özlediğine delaletmiş... ne acayip! Şu sıralar cümle rüyam acayip zaten, hayırlısı.

Pazar günü kitap fuarına gittim. Taksiyle gidecektim aslında ama unuttum, bi baktım arabayla yoldayım, E5'te geldi aklıma arabayı bırakacağım. Tüyap'ın otoparkını kapatmışlar, izdiham E5'i tıkamış, rezillik Arş-ı ala kapılarında...Önüne kadar gidip oradan dayanamadım saptım artık!  Beklemeye çok tahammüllü değilim napiim! "Hafta içi giderim" dedim, hafta içinin de üç günü geçti tık yok hala, son iki gün!

Yavuz Sultan Selim'in biyografisini okuyorum şu sıralar...çok süper adam yaa! Favori padişahımdır zaten, bir numara. Saltanatı biraz daha uzun olsaydı tarih kitapları şimdikinden çok değişik olurdu.
Napoleon'a (Bonapart tabi ki, 3. değil) hayranlığım ve merakım da yüksek, onun da biyografisini okudum bir miktar ama devam edemedim çünkü dili berbattı! Şu dil meselesini çözemediler gitti, okunmasın diye yazıyorlar bazı kitapları, olmaz ki ama yani!

Bu blog 83 aydır açık, en çok izlenmenin olduğu birinci, ikinci, dördüncü ve beşinci ay, son 4 ay. 1-2-4-5 numaralar son 4 ay yani. 7 yıldır öyle kendince mütevazı bir izlenme çizgisi tutturmuş olan blog 2016'da şekil değiştirdi, son birkaç aydır da evrim geçirdi adeta. İyi bari :) 

İki çeşit kedi var dünyada: Suzi ve diğerleri. Bakışlarıyla kendine meftun ettiği pek çok kişi zaten var da bendeki yeri ayrı tabi. Çok güzel bir güzellikmiş bir kedinin ev arkadaşlığı, hele de Suzi gibi bir kedinin. 

Bu arada blogun izlenmelerinin nicelik kısmı güzel de niteliğe dair fikrim yok, bu fena. Kimdirler, sadece açarlar mı yoksa açıp okurlar mı, ne düşünürler? Çok zaman bir konuşma esnasında lafı geçti de öğrendim birinin yazıları okuduğunu. "E madem okuyorsun bi ses çıkartsana, bak fikrin varmış ne güzel, yazsana altına" diyorum...yok, illa gizli gizli okuyacaklar. Arkadaş suç işlemiyorsunuz ki, nedendir yani şu gizlilik-gizem?

Kahve yaptım kendime...ki bu saatte hayatta yapacağım iş değil ama bu gecenin uykuyla ilgisi olamayacağı çok belli, gözler ferfecir! Film izleyim bari :)

1,5 gün sonra ilave not:
Gittim fuara, akşam saatleri olduğu için sakindi de...

Pazar günü trafikte satılan biletlerden almıştım, sahteymiş bilet!
"Bişi almicam" diye girdim, bi sürü kitap aldım gene! Dahası tek bir holü gezebildim, öteki holleri merak içinde olduğum için muhtemelen gene gideceğim. Oy ben nidem!

Fuara giderken yolda kalabalık bir liseli genç grubu olmaz bir yerden karşıdan karşıya geçmeye çalışıyorlardı, durdum, elimle de "geç geç" yaptım. Abartılı hareketlerle ellerini kalplerine götürüp "sağol dayıııı" falan diye bağırdılar bana, hatta tezahürat yaptılar. Nooluyo lan?!

2 yorum:

  1. Merhaba,
    Yazilarinizi zevkle okuyorum ama gizli sakli degil! Blog linkine basmakla gazetede kose yazisi veya bir oyku okumak arasinda fark gormuyorum. Ve cevaben birsey yazma geregini de cogu zaman duymuyorum. Yazi bana ne katiyor/katiyor mu... ona bakiyorum.
    Ornegin sizin yazilarinizda ilgimi en cok ceken, siirler ve onlarin aciklama bolumleri.
    Bir insani uzak kaldigi bir konuda bilgilendirmis oluyorsunuz. Sadece bunu dusunerek bile mutlu olun cunku ogrendikleriyle size gonulden tesekkur eden bir okurunuz var. Varsin o okur size yaziyla geri donus yapmasin.:-) Iyi hafta sonlari. T.Nil Akcayli
    Not:cepten yazinca isim bolumu "adsiz" olarak gozukuyor maalesef. Bilginize. :-)

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Tuğba Hanım;
    Sizin gizli saklı izlemediğinizi biliyorum :)
    Aslında o dediğinizi aralarda değil de külçe halinde yapmayı düşündüm, yani sevdiğim beyitleri açıklamalarıyla paylaşmayı...ama hem kendimde bu yetkinliği görmediğim için hem de blogun konseptine uygun düşmeyebileceği için pek yanaşmadım. Biraz da üşendim sanırım :) Üşenmezsem denerim, denedikten sonra içime sinerse yayınlarım :)
    Değerli alakanız için çok teşekkür ederim.
    Selamlar.

    YanıtlaSil

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...