15 Aralık 2016 Perşembe

KÖTÜ ŞEYLER OLURKEN ORADAYDIK AMA DEĞİLDİK

Büyük bir kalabalık olarak yalnızdık ve yalnızlığımız da oldukça kalabalıktı. Bütün Taksim Meydanı’nı dolduracak kadar susabilirdik ama konuşuyorduk. Ara sıra bir sosyal medya uygulaması bipliyordu bir yerden, bakıyorduk.
Ben gazetelere bakıyordum.
Fenerbahçe Antalya’da çok mühim bir 3 puan bırakmış, zirve yolunda kan kaybetmiş.
Filanca şampuanı kullananlar çok mutluymuş.
Halep’tekiler mutlu değilmiş çünkü Halep kan kaybetmekteymiş, ölmekteymiş.
En iyi ihtiyaç kredisi bu bankada.
Biz de o şampuandan kullanıp mutlu olmak istiyorduk ama dedim ya biraz fazla yalnızdık. Daha birkaç gün önce canımıza iki bomba atılmıştı,  44 kişi eksilmiştik, söyleyecek çok sözümüz olduğu için söyleyecek hiçbir şeyimizin olmayışı tam da bu yüzdendi ama yine de konuşuyorduk.
Bazen kendimizdik,  genellikle değildik. Bütün yaşamalar "şimdilik"ti fakat “sıra ne zaman bana gelir?” sorusunu aklımızdan uzak tutacak kadar da Türk’tük....bununla beraber ağrımıza giden şeyler vardı. Üzgünden çok öfkeli ama en çok da çaresizdik. Bir de anlamak istiyorduk.
Tuhaf bir şekilde giderek yalnızlıklarımız gibi biz de birbirimize benzemekteydik…bazılarımız hariç!
Hayatın kendini dayatmasının ayrı, hayatın kendisini dayatırken kimin kendisinde olduğunu önemsemeyişinin ayrı muzdaribiyiz. İçeride ve dışarıda bir şeyler öyle ısındı ki artık akmaya başladı. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Dünya tarihinin en kısa özeti: şu insanın insana ettiği!

2 yorum:

  1. Çok kötü zamanlar yaşıyoruz diyip bırakıyorum; fazlasını demeye bile mecalim yok...

    YanıtlaSil

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...