"Ne hoş bir
güzelliği vardır, hafif adımlarla, dünyadan gülümseyerek geçenlerin!.."
Virginia Woolf
Çok takıldım buna son
zamanlar, bir şekilde hatırlatıp duruyor kendini bana bu söz. 2 önceki yazıda
da kullanmışım nitekim. Hiç Woolf okumadım fakat Kızgın Damdaki Kedi’yi
izledim. (Off ne filmdir o!) Sadece o film üzerinden bildiklerim bu cümleyi
yüksek bir öykünme ile kurduğunun idrakine varmaya kafi.
Benim Photoshop
öğrenmeme çok katkısı olmuştur bir arkadaşımın sürekli “pırkalama!” ikazlarının. Ben
fotoğraf daha güzel olsun diye müdahale üstüne müdahale yapma eğilimindeydim
Photosohop’ta ve o uğraştıkça bozduğumu söylerdi hep, “pırkalamasanaaa!” diye
kafama vura vura çok daha az Photoshop yaparak çok daha iyi Photoshop yapmayı
öğretti bana zamanla… sadece uyararak. Az ama öz, az ama yerinde müdahaleler
yapmak lazımmış ki aynen de öyledir.
İşte böyle daha güzel
olsun diye pırkalaya pırkalaya boka dönmüş hayatlar var. Niyet kötü değil,
sonuç berbat. Muhtemeldir ki Woolf abla da parlak bir pırkalama üstadıdır. Son hamlesi
de ceplerine taş doldurup suya girerek intihar etmek olmuş.
Bize ne ırs-i peder ne
servet ü ne cah kalmıştır,
Şuun-ı hikmete karşı bir
eyvallah kalmıştır.
Bunu söyleyen Sultan
Veled, Mevlana’nın büyük oğlu. Öyle bir babadan ona kala kala bir eyvallah
kalmış ki eğer gerçekten öyleyse…büyük mirasa konmuş! Nitekim kardeşi Alaattin
bu mirastan hayli nasipsiz olmalı ki Şems’i öldürmüş.
“İslam” kelimesi “teslim”
kelimesinden gelir. Müslüman, teslim olmuş kişidir.
Allah sonsuz bilgiye
sahip olduğu için kaderi Allah’ın yarattıklarının başına gelecekleri daha
onları yaratmadan biliyor olması…şeklinde tarif etmek mümkün. Kadere iman bu
sebepten imanın şartlarından, kadere iman Allah’ın bilgisinin sonsuzluğuna iman
etmek demek çünkü. Ve Müslüman “teslim olmuş kişi” demek ise.. bu teslimiyet
nasıl Allah’a ise…aynı şekilde olan şeylere de teslimiyet demek. Bunun kadercilikle
falan ilgisi yok ki kadercilik denen şey insanların idrak zorluğundan dolayı “uydurduğu”
bir şeydir zaten. Kader var ama kadercilik yok…olan şeyleri eyvallahla
karşılamak var.
Yaani…az ama öz pırkalar
da abartmazsan bu pırkalama işini…hafif adımlarla, gülümseyerek sittirolur
gidersin şu gözünü sevdiğimin dünyasından….ve Woolf’un hayranlığını kazanırsın.
Ve benim.