23 Mayıs 2011 Pazartesi

YALAN YANMIŞ YEŞİL OTOBÜS



-          29A geçti mi?
-          Evet.
-          Ne zaman?
-          Az önce, 5 dakika olmamıştır.
-          29B peki?
-          Görmedim, geçmedi sanırım.
-          29C ?
-          Alfabeyi mi sayıyorsun?
-          Ya yok öyle değil de…Hangi harfe kadar bu 29’lar?
-          Nereye gideceksin?
-          Bilsem...
-          Bilsen???
-          Ya aslında şöyle şimdi…
-          Nasıl?
-          ………………
-          Bak nereye gitmek istediğinden emin değilsen gelen ilk otobüs senin otobüsündür.
-          Tamam da aynı hesapla benim otobüsüm hiç gelmeyecek demektir!
-          Kesinlikle:) peki nereye gitmek istemediğini biliyor musun?
-          Elbette biliyorum.
-          Nereler oralar?
-          Ya bilmiyorum, böyle sorunca söyleyemem ama gitmek istemediğim yere gidersem oranın gitmek istemediğim yer olduğunu anlarım, o zaman söyleyebilirim ancak.
-          Pek işlevsel bir plan değil gibi…
-          İşlevsel olmak zorunda mı?
-          Evet, en azından geçer not alacak kadar, teori tek başına bakkaldan ekmek arası peynir almaya bile yetmez…Peki baştan alalım. Şimdi; bir yere gitmek istiyorsun değil mi?
-          Evet.
-          En azından bundan emin olman güzel. Yani buradan ayrılmak istiyorsun, yani başka bir yerde olsaydın burası senin gitmek istemediğin yerlerden olacaktı, buraya geldin ve buranın “gitmek istemediğin yerler”den olduğuna karar verdin. Buraya kadar sorun var mı?
-          Yok galiba…Ama ben hep buradaydım aslında.
-          !!! Bunca zaman sonra seni harekete geçiren ne peki?
-          “Harekete geçmek için neden bu kadar bekledin?” diye de sorabilirdin.
-          Evet haklısın. Her iki soruyu birleştirerek “değişen ne?” diye soruyorum o zaman.
-          Zaman.
-          Zaman?
-          Evet…Dakikalar, günler falan ilerledi işte.
-          Ve sırf bu yüzden artık gitmelisin öyle mi?
-          Ancak gittikten sonra yanıt verebilirim bu soruya.
-          Gittikten sonra tekrar buraya dönmek de isteyebilirsin yani.
-          Evet…sanırım bunca zaman harekete geçmemiş olmamın sebebi geri dönmeyi isteme ihtimalimdir. Şimdi harekete geçmeyi istiyor oluşumun sebebi de geri dönmemin mümkün oluşudur.
-          Geri dönmek mümkünse gitmek mi lazım yani?
-          Beynim dolaşık  yumak gibi…Şu otobüs bir gelseydi hayırlısıyla…O zaman daha işe yarar cevaplar da verebilirim belki.
-          Bak…Belki de mesele gitmek değil de yol almaktır. Aslolan varılacak yer değil gidilen yoldur belki de, ne dersin?
-          3. sınıf kişisel gelişim klişesi. Mutluluk falan diye de getirirsin şimdi sen arkasını! Varılacak bir yer yoksa gitmek istemez ki insan.
-          Yardımcı olmak isterdim sana ama mümkün değil sanırım, söyleyecek bir şeyim kalmadı. Belki “hangi otobüs?” sorusunun yanıtı otobüsün kendisinde saklıdır, otobüslerden biri binmek gerekenin kendisi olduğuna dair bir işaret verir sana. Olursa güzel olur bu.
-          Evet bak bu çok güzel…Gelen ilk yeşil otobüse bineceğim o zaman ben de.
-          Bu şehirdeki bütün otobüsler kırmızıdır ama.
-      Tüh yanlış şehirdeyim desene!! Gelmeyen ilk otobüse binerim o zaman ben de.
-    O otobüs gelmez ki.
-    Haklısın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...