1 Mayıs 2011 Pazar

MELANKOMİK NOTLAR 10

“İlahi adalet” ifadesinde hata var, fazladan kelime kullanılmış . Adalet ancak ilahi yollardan tecelli etmesi mümkün bir şey çünkü, insan elinden çıkmış olanı asla tam-tamam olamaz, kusurlu olmaya mahkum hep…ve adaletin en temel niteliği de kusursuz olmak zorunda oluşu…ve kusurlu elden kusursuz iş çıkmaz. Quantum fiziği de şahidimdir.

Öyle ser-mestem ki idrak etmezem dünya nedir.
Ben kimem, saki olan kimdir, mey-i sahba nedir
?
Sersem gibiyim, sanırım arabanın camı açıkken çok fazla yol yaptığım için böyleyim. Ya da temiz hava çarptı bilemiyorum ama bi tuhaflık  var üzerimde. Belki de balık dokunmuştur. Aklıma geldi yazdım işte, derinde sebep aramak lüzumsuz:)


Bu ülkede okurdan çok yazar var. Kelle sayısınca filozofa sahibiz ama filozofumuz yok!

İnsani adaleti çok fazla hakir görmüşüm yahu! Varlık sebebi var olma mecburiyeti bir kere ki sırf bu sebep bile kınanmasına engeldir. Bir dünya da korumacı faydası var hem, rasyonel bişi. Köpek soyu gibi ancak şartlı refleksle öğrenebilen insan soyunu insani adaletten mahrum bırakmasın yegane ilah.

Bloglar açıldı nihayet, şükür çok.


Bir egodan daha fazla gürültü çıkartan şey kompleksli bir egodur.


Terk etmekte atılmış bir gol hissi var ama aslında o bir kabullenilmiş mağlubiyetten başka bir şey değil.

Villapark’mış adı, okey oynadım orda bu gün…tuhaftı.

Gecenin zalim, aptal, düşkün, ahlaksız, yalnız, mutlu, zeki, şüphede, emin vs. ayrımı yapmadan istisnasız kucaklamaları varken gerçekleri soktuğu gözleri kör eden sabaha bu iltifat niye?

“Bitmek” hem türemek hem de sona ermek manasına geliyor:) Bittikçe başlar yani. Zeki ironi diye buna derim.  

17 milyon renk var ve siyah onlardan biri değil, renk değil çünkü.

Ağaçların köklerini görebilseydik (x ışınlı gözlerimiz olsaydı yani, ya da y,z ne bileyim) ürperirdik, ürkerdik. Aynı ışınlarla insan beyinlerindeki mezarları görmekse korkunç olurdu, buna dayanamazdık.

Melankomik notmuş...yalanını yiyim:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...