19 Nisan 2016 Salı

WOLSEY COMMITS SUICIDE

Bir aydır falan şu parçayı düzenli olarak dinliyorum:

Hala dinlediğim için bu parça için söyleyeceklerim olmalıydı artık ve bu blogda fikselenmeliydi  bu sözler.
The Tudors dizisinin Kardinal Wolsey'in intihar ettiği sahnesi için bestelenmiş, Trevor Morris hayvanının marifeti!
Parçanın özellikle girişinde The Last Of The Mohican'ın Promentory'si havası var, aynı kandanmış gibi de gözüküyorlar ama ilgisi yok, çok katmanlı, zehri kuyruğunda saklı bir parça bu. Dinledikçe başkalaşıyor.
Diziyi  bir kaç ay önce bilmem kaç bölüm sonuna kadar izledim. İyidir hoştur dizi, gerçek tarihtir falan  ama öyle mıy mıy mıy devam eder gider...Kardinal Wolsey'in intihar sahnesi hariç! İlk izlediğimde neye uğradığımı şaşırdım, müzik bir yandan Wolsey bir yandan hırpaladı hayli.

Kardinal'i Sam Neill oynuyor, muhteşem oynadığını söylemeye gerek yok. Kral'dan sonraki ikinci adam Kardinal, başbakan gibi. Yürütme ondan soruluyor, becerikli bir adam. Kötü biri olmamakla birlikte pek çok entrikaya da bulaşıyor görev icabı. Lakin ikbali Boleyn kızının duvarına çarpıyor, kızın muhteris babasının ayak oyunlarıyla gözden düşüyor, hapse atılıyor....ve hapis günleri şu şekilde son buluyor:
   
Cehennem'i hak ettiğine emin oldukları din adamını ait olduğu yere yollamanın tiyatrosuyla eğlenen ucuz muhterislerin mutlu sahneleri ile Wolsey'in Hz. İsa ile konuşma sahneleri muazzam harmanlanmış.
Wolsey'in sözleri de tıpkı müzik gibi yoğun ve katmanlı...pek çok düşünceye kapı açan, üzerine düşünülesi sözler. Konuşursam çok uzun konuşurum, o yüzden susacağım, herkes kendi mütalaasını kendi yapsın.

Arada kaynamasın diye  Kardinal'in Hz. İsa ile konuşmasını aldım buraya, dursun burada bu:

Eskiden olduğu kadar uzun ve sık konuşmuyoruz.
Diğer işlerle meşgul oluyordum.
Eğer bağışlanmak isteseydim, af dilerdim... ama yaptıklarım için ve yapmaya çalıştığım şeyler için af söz konusu olamaz.
Buna rağmen günahkar olduğumu düşünmüyorum.
Çünkü günahkarlar bağırarak dua ederler, kefaret isterler ve Cennet'e benden daha yakın olduklarını düşünürler.
Ne Cennet'in kapısını görebileceğim ne de beni kurtarmak için söyleyeceğin tatlı sözleri duyacağım.
Ahireti gördüm, yemin ederim. .. ama sadece rüyamda. Sabah olduğunda kaybolmuştu.
Ne için yaratıldığımı biliyorum. Naçizane ruhumu merhametine bırakıyorum.
Çok iyi biliyorum ki bana kucak açmanı hak etmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Öne Çıkan Yayın

ÇOK GÜZELSİN GİTME DUR NOKTASI

Şahsi tarihimizin tekerrür ede ede gözümüze sokmaya çalıştığı toplamda sadece tek bir şey vardır belki de: O aslında öyle değil. Taz...