Söyleyeceğim şeyler var ama söylemeden unuturum belki.
Söylemeyi unutur da söylemem yani ya da ne söyleyeceğimi toptan unuturum ne güzel…belki.
Sonra “nasıl desem”ler var yerlerde ve ne kadar çok parçalı olarak ne de çok saçılmış değiller midir her yere?
Bir varmış bir yokmuş. Kararmış ve kokmuş…dünyamız.
Hayır hayır öyle değil, bir şiir bu zaten hem benim de değil…
Beklesem bir kenarda (en kenarda, şurası mesela!) diyececeğimi henüz dememişken diyeceğimi unutmuş olmak ümidi ile beraber…yani…unutmayı beklesem…beklediğimi unutsam…yahut sadece beklesem…hey bağırma bana iç ses öyle içerden içerden!.. çünkü bir sabah böyle olmamalı…sabah olmalı ama böyle olmamalı…yani.
Saat çok sabah şu an ama çok da sıcak bir taraftan, sabah gibi mi değil gibi mi hiç de belli değil! Sonra şu tekrarlarla kulağıma dolup duran parça var, (http://www.youtube.com/watch?v=FJRcTvvQU0Y) sanki sabahı betimler veya karşılar gibidir ama daha çok yeni yürürlüğe girmiş bir iklime benzer. Evet, odanın ortasında durmadan yürürlüğe girmektedir düzgün silinmemiş bir dudak boyasının kenarından sekerek, kurulup da tutmamış turşular gibi tutmamış hayallerin üstüne basıp zıplayarak…sanırım.
(Evde kalmış bir kızın az kullanılmış hayalleri olabilir bunlar belki ben nerden bileyim, bu sabah eşkaller karışık ve çok sıcak)
“Kötü insan” diye “kötülük yapmada iyi” insana deniyorsa bu insan şimdi iyi midir kötü müdür? Ya da hem iyi hem de kötü müdür? Ne kötü ne değil? Saçma biliyorum ama bir yandan da mis gibi paradoks işte, diyeceğini demeyi unutturmaya bire bir…saçma ama gereksiz değil yani…ama unutmadım.
Yaşamaya kafayı takmış insancıkların (hem çok yaşamaya takmış hem yaşamaya çok takmış, giderek daha da çok takmış, takması çoğalmış insancıkların) çığlıkları ve tırnakları tamamen uykudadır şu an… çünkü hem sabah çok erkendir hem de pazardır şu an… ve bütün kalleşliklerini, komplekslerini, aç gözlülüklerini, yalan söylemelerini ve ibneliklerini akşamdan takma dişlerini koyar gibi koyduklarını biliyorum bir bardak mecazi suya.
Şu an, oldukları insan olmaktan muaf olduklarını biliyorum çünkü şükür ki uyuyorlar .
Diyeceklerim vardı henüz demedim ve unutmadım…ama söylemeyeceğim.
Yaşamaya hüküm giydiği için zavallıdır insancıkoğulları (ve kızları)çünkü her yaşama belli bir müddet içindir ve bir çok şeye bıraktıkları diş izleri yüzlerinde de gayet belirgindir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder