Dünyanın dışında,
Gecenin üçünde,
Hayatın hiçinde,
Farklı bir biçimde,
Çok yanlış işler içinde.
Ve yine de ve üstelik,
Kaderini öpmeye her daim razı olan hep sen değil miydin?
Kadınlar ilk evvela ve her zaman güven ister, fıtratları
böyle... fakat kendileri güvenilir olmak zorunda değildir.
Ve "hayırlısıyla mutlu bir yuva kurmak" için
yıkmayacakları şey yoktur.
Antep Havaalanı'nın kapısının önünde kaldırıma çökmüş
sigara içiyorum. Kalabalık bir grup sökün etti dışarı, bir kısmı uçaktan inmiş
bir kısmı da karşılama ekibi, kim gelmiş kim karşılamış seçemiyorum fakat grup
belli ki yakın akraba. Kucaklaşmalar içeride yapılmış olmalı ki dışarıya sarkan
ayak üstü acele sohbetlerdi sadece ve bitecek gibi olmadığı da belliydi, tam da
bu yüzden bir genç herkese hitaben "haydi yeriyin çay içek!" dedi.
Grup hareketlendi... peşlerinden gidesim geldi! Bir davet ancak bu kadar güzel
ve sıcak olurdu çünkü.
Grup benim kadar ince düşünmemiş olmalı ki dertleri derhal kimin hangi arabaya bineceği oldu,
davetin yüksek zarafetine ve tahrik gücüne tamamen biganeydiler çünkü
içindeydiler. Sadece ben etkilendim yani... ama çayı onlar içmiştir.
Bir filmde "hayal kırıklıklarının baş kenti"
diye bir ifade vardı. Saçma! Hayaller kırılırken coğrafi ayrım yapmazlar ki...
en büyük hayal kırıklığı da herkesin kendine ait olanıdır.
Bir kedi edinmeye kadar verdim. Tez zamanda olacak bu iş.
Söylenecekler arttıkça söylenenler azalıyor.
Bu Antep'liler insan değil bu arada, böyle baklava mı
yapılır anasını satiim, adamı dinden imandan çıkarır! Evde kutuyla baklava var
ve aklım fikrim kutuda. Tek tek tırtıklayarak bitireceğim sanırım. Yuh!