Hayatı ve dünyayı anlamak için yola çıkan insanlar bir köprünün ortasında
durup gökyüzüne baktı. Ne yöne gideceklerini kestirmeye çalışıyorlardı. Yönden
anladıkları da iki taneydi, "ileri mi, yoksa geri mi?"
Hayatı ve insanları anlamanın yolcuları gökyüzüne baktıklarında bir köprünün tam da tam ortasında durmuşlardı. Gökyüzü onlara bir cevap vermiyordu, onlar da durdukça duruyordu. Bulutlar her zamanki gibi, gökyüzü her zamanki gibiydi. Onlarsa mükemmel bir hamle hayalindeydiler.
Anlamanın yolcuları gökyüzünün tam altında ve köprünün
tam ortasında altlarındaki köprü gibi ve hatta köprü kadar durdular. Köprü
kadar durağandılar ama "onun gibi sakin" değildiler. Gökyüzü ise
onlar yokmuş gibi yapıyordu.
Hayatı ve her şeyi anlamanın yolcuları umudu elden bıraktı. Zaten kaç zamandır yaşamaktan anladıkları öylece durmaktı.